Dün bütün ülke genelinde olduğu gibi hem ilimizde hem de ilçelerde 23 Nisan coşkuyla kutlandı.Kutlamalar sırasında renkli görüntüler de ortaya çıktı. Kuşkusuz en renkli görüntüler minik öğrencilerin “makam koltuklarına” oturmaları sırasında yaşandı.Sakary
Dün bütün ülke genelinde olduğu gibi hem ilimizde hem de ilçelerde 23 Nisan coşkuyla kutlandı.
Kutlamalar sırasında renkli görüntüler de ortaya çıktı. Kuşkusuz en renkli görüntüler minik öğrencilerin “makam koltuklarına” oturmaları sırasında yaşandı.
Sakarya Valiliği ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuklarına oturan çocuklar verdikleri mesajlarla gelecek için ümit verdi.
Vali Mustafa Büyük’ten makamı devralan Yavuz Selim Odabaş tam donanımlı “kütüphane” talebinde bulundu.
Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturan Yasemin Uluocak ise Zeki Toçoğlu’ndan yollarının yapılmasını istedi…
Bu 23 Nisan’ın her yıl düzenli olarak yapılan hoş olduğu kadar çok da anlamlı bir geleneği.
Ancak 23 Nisan koltuğunun bir de “mecazi” yönü vardır ki özellikle siyasetçiler açısından sıkça kullanılır.
Önümüzde de bir “yerel seçim takvimi” olduğuna göre bu “mecazi” anlamı çok sık duymaya başlayacağız…
Malum “yerel seçimlerde” bütün siyasi partilerin hedefi olabildiğince fazla belediye başkanlığı kazanmaktır.
Hal böyle olunca “siyasi söylemlerin” dozu da hayli artacaktır. Öyle ki, dosyalar, “iddialar” havada uçuşacaktır.
Sonuçta bugün halen görevlerinin başında bulunan belediye başkanları da işi “23 Nisan adaylığına” getirecektir…
Elbette kulakları çınlasın Süleyman Demirel’in “Siyasette bir gün bile çok uzun zamandır. Her an her şey değişebilir” lafını yabana atmıyorum.
Ancak bugün Sakarya’da ki mevcut siyasi partilerin durumuna baktığımızda da çok fazla ümitlenecekleri bir durum olmadığını da söyleyebilirim.
Özellikle MHP’de öyle darmadağın bir yapı var ki, bu haliyle ne zaman toparlanıp seçime hazırlanacağını bilen yok…
CHP deseniz Genel Merkezleri gibi “istifa” edenler, sonra vazgeçenler, durduk yerde “adayım” diye ortaya çıkıp sonra “fırça” yiyenlerden geçilmiyor.
Her iki partide de “bireysel çalışmalar” veya “amaçlar” ön plana çıkmış sanki kimse kimseyi takmıyor.
Bu partilerin bir il başkanları var, parti çatısı altında bu isimlerle birlikte çalışalım seçime “güçlü” hazırlanalım diyen yok…
Biliyorum bu yazımı okuyan gerek MHP’li gerekse CHP’li dostlar bana yine kızacak. Hatta fazlaca alınganlık gösterecekler.
Ancak her iki partide yaşanan benzer sıkıntıları da hayrına, birilerinin çıkıp söylemesi gerektiğini düşünüyorum.
Aksi halde her iki parti de, “23 Nisan başkanlığı” ile idare etmek durumunda kalır ki, bu da verilen emeğe ve dökülecek tere yazık etmek anlamına gelir…
Next