Her “yeni yıl” gediğinde bir öncekini uğurlarken “acısıyla tatlısıyla geride bıraktık” diye lafa başlarız.Bu anlamda 2013 tam da bu ifadeye uygun bir yıl oldu. 2013 için her şey güzel başladı, iyi de gitti ama sonu “acı” bitti.Yıl içinde yaşanan bütün güz
Her “yeni yıl” gediğinde bir öncekini uğurlarken “acısıyla tatlısıyla geride bıraktık” diye lafa başlarız.
Bu anlamda 2013 tam da bu ifadeye uygun bir yıl oldu. 2013 için her şey güzel başladı, iyi de gitti ama sonu “acı” bitti.
Yıl içinde yaşanan bütün güzellikler yılın son günlerinde yaşanan kriz nedeniyle tadımızı tuzumuzu kaçırdı…
Gerçekten de 2013’e şöyle bir dönüp baktığımızda yatırımlar hız kazanmış, yeni, yeni projeler devreye girmiş bir yıl vardı.
Hükümet “çılgın” diye tabir edilen “Kanal İstanbul, 3. köprü, havalimanı” gibi önemli projelerin düğmesine basmıştı.
Bu projeler için telaffuz edilen rakamlar da dudak uçuklatan türdendi. Hepsi de bizim göğsümüzü kabartan dünyayı ise kıskandıracak projelerdi…
En önemlisi de yıllardır Türkiye’nin ve bu ülkede yaşayan insanların kanını emen “IMF” denen beladan kurtulmuştuk.
Artık “IMF’nin” kapısında “para, para” diye dilenen bir ülke olmaktan çıkmış, tam tersi borç verecek bir duruma gelmiştik.
Bu hepimizin ortak arzusuydu. Birbirimize uzun yıllar “ne zaman IMF’den kurtulacağız” diye sorduğumuz yıllar artık geride kalmıştı…
Ama ne olduysa bütün bu gelişmelerin sevinci “kursağımızda” kaldı. Önce “gezi olayları” patlak verdi.
Ortalık durup dururken savaş alanına döndü. Yakıp, yıkmanın yağmacılığın adı bir anda “hak arama” oldu.
Tabi olan yine bu ülkeye elbette insanlarına oldu. Borsa düştü, döviz fırladı, birileri avuçlarını ovuştururken bizim “pamuk ellerimiz” cebe girdi…
Tam bu olayları savuşturup Türkiye normale döndü dediğimiz anda bu defa daha büyük bir bela karşımıza çıktı.
Hem de bu seferki “gezi olaylarından” daha tehlikeli çıktı. Bir anda ortalık toz duman oldu.
Tarihe “17 Aralık operasyonu” olarak geçen olay Türkiye’den ve dolayısıyla bizlerden çok şey alıp götürdü.
Borsa resmen dibe vurdu ve döviz aldı başını gitti. Yapılan açıklamalara göre “105 milyar dolar” buhar olup uçtu.
Daha doğrusu bizim cebimizden çıkıp başkalarının kasasına girdi. Bence bu devlete ve vatandaşa yapılan en büyük kötülük oldu…
Evet, 2013 gerçekten iyi başladı ama sonunu hiç de iyi getiremedik. Yok, “gezi olaylarıydı” yok “17 Aralık’tı” derken “yeni yıla” umutlu giremedik.
İnşallah 2014’te enerjimizi birbirimizle didişerek harcamayız. Başkalarının ekmeğine yağ sürerken, “kendi ayağımıza kurşun sıkmaya” kalkmayız.
Dua edelim de “2014, 2013’ü aratmasın.” Zaten 2013 yılının son ayından daha kötüsünü hayal bile etmek istemiyorum…
Next