17 Ağustos tarihi yaklaştıkça “deprem” ile ilgili haberler, yazılar ve TV programları çoğalmaya başladı.Bütün bir yıl kimsenin aklına gelmez ne hikmetse 17 Ağustos yaklaştıkça “deprem” uzmanları hemen ortaya çıkıverir.Sonrada başlarlar ukalalık etmeye. “Ş
17 Ağustos tarihi yaklaştıkça “deprem” ile ilgili haberler, yazılar ve TV programları çoğalmaya başladı.
Bütün bir yıl kimsenin aklına gelmez ne hikmetse 17 Ağustos yaklaştıkça “deprem” uzmanları hemen ortaya çıkıverir.
Sonrada başlarlar ukalalık etmeye. “Şöyle olsaydı böyle olmazdı” türünden bir sürü laf eder dururlar.
Hemen arkasından da, “Nostradamus” gibi kehanette bulunmaya başlarlar; “Adapazarı ‘depreme’ hazırlıklı olsun.”
Kendini bu işin uzmanı olarak gören insanların her 17 Ağustos’ta kestikleri ahkâm işte bu.
Sanki biz Adapazarı’nda yeniden bir deprem olacağını bilmiyoruz da her 17 Ağustos’larda sizin hatırlatmanıza ihtiyacımız var…
Allah’tan Ramazan ayındayız da televizyonlar “iftar” ve “sahur” programlarına daha fazla yer veriyor.
Yoksa her kanalda bizim 3-5 “deprem uzmanını” görmekten bıkardık. Yaptıkları da işi sulandırmak başka bir şey değil.
Zaten her işi sulandırmakta üzerimize yok. Daha depremin ertesinde bu “deprem uzmanları” işi sulandırdı.
Hele içlerinden bir 17 Ağustos’u öyle güzel kullandı ki, adam tabiri caizse “medya maymunu” oldu.
O ekran senin bu televizyon benim deyip gezip durdu. Her ekranda her televizyonda aynı teraneyi çaldı durdu.
Bu sayede de birde utanmadan “Türkiye’nin en seksi erkeği” seçildi. Üstelik film teklifi bile aldı.
Yüzüne bakmak için iki kat eğilmek zorunda kalacağınız adam 17 Ağustos ile birlikte “şöhret” oldu…
Ne garip, elin bilim adamları “şöhret” olabilmek için ömrünü bilimsel çalışma yapıp bir eser ortaya koymakla geçiriyor.
Sonra da bu bilimsel çalışma ve eserlerin belli başlı üniversiteler tarafından kabul görmesini bekliyor.
Bizimkiler ise “şöhret” olabilmek için ne bir bilimsel çalışma ne de bir eser ortaya koymak ihtiyacı duymuyor.
Onlar enkaz altında kalan binlerce Sakaryalının üzerine basa, basa “şöhret” olmayı tercih ediyor.
Sonra benden de sözüm ona bu “deprem uzmanı” bilim adamı bozuntularına saygı duymam bekleniyor.
Tamam, duyalım ama neyine? Bilim adamlığı kariyerine mi yoksa “Türkiye’nin en seksi erkeği” seçilmesine mi?
Ne yapayım her 17 Ağustos geldiğinde bilim adına ahkâm kesen “17 Ağustos cazgırları” beni rahatsız ediyor. Gene o günleri hatırladım da delendim yine…
Next