MHP Sakarya Milletvekili Münir Kutluata, TBMM görüşmeleri sırasında 4 ayrı konuda konuşma yaptı. Torba yasa uygulamasını eleştiren Kutluata, torba yasanın artık iktidarın keyfi ihtiyaçlarına cevap veren bir kanun şekli olduğunu söyledi. Şehrimizin iç turizminin canlanması adına kuzey bağlantı yoluna ihtiyaç olduğunu anlatan Kutluata, Bakanlara gerekçelerini sıraladı.

Tapu iptalleri konusunda Sakarya’da yoğun bir mağduriyet yaşandığına dikkat çeken Kutluata, “Devletin verdiği tapuya artık güvenilmiyor. Tapulu arazilerini Karasu ve Kocaali bölgesinde yitiren vatandaşlar bir de 35 bin liraya yakın mahkeme ve avukat masrafları gibi ödeyemeyecekleri borçların içine itilmiştir” dedi.

TORBA YASAYA UCUBE BENZETMESİ

MHP Sakarya Milletvekili Prof. Dr. Münir Kutluata, TBMM’de önceki akşam 4 ayrı konuşma yaparak hem Sakarya’nın hem de ülkemizin sorunlarına ilişkin tespitlerde bulundu. TBMM 478 sıra sayılı yasal düzenleme görüşmelerinde söz alan Kutluata, torba kanuna atıfta bulunarak, “Bu düzenleme aynı zamanda torba kanunun, yani milletin ve ülkenin ihtiyaçlarına değil iktidarın ihtiyaçlarına cevap veren bir kanundur. Torba kanun diye bir kanun yapma şeklinin yasama düzeni içinde mutat bir yol olmaması gerekir. TBMM iktidarın günlük ihtiyaçlarına, keyfi icraatları nedeni ile altına girdiği sorumluluklardan kurtulmaya yönelik olarak verdiği yasal düzenleme siparişlerinin denkleştirildiği yer olmamalıdır. Bu iktidar döneminde Torba kanun adı verilen bu hukuk ve yasama ucubesinin ortalarda bu kadar fazla dolaşıyor olması, kanunlarla bu kadar sık ve usulsüz oynamak, hukuk sistemini geliştirmediği gibi tam tersine tahrip ettiğine göre, bu yolda ısrar etmek sorumluluktan kurtulmanın yasal kılıfını hazırlamak anlamına gelmektedir” dedi.

KUZEYE BAĞLANTI YOLLARI İSTEDİ

İlgili yasanın başka bir bendinin görüşmelerinde yine söz alan Kutluata, Sakarya ile komşu il Düzce arasında Karadeniz sahilinden sağlıklı bir karayolu bağlantısının sağlanamadığına dikkat çekerek, “Her iki ilin komşu ilçeleri olan Kocaali ve Akçakoca arasında oluşmuş olan bir darboğaz bir türlü giderilememiştir. Bu kadar kısa bir mesafenin bir türlü bağlanamaması nedeni ile yoğun bir trafiğe sahip olan bu hat işleyemiyor. Sakarya nehri ile Melen çayı arasındaki sahil kesimi, yani Karasu ve Kocaali ilçelerinin sahilleri 30 km uzunluğunda Türkiye’nin bir iki yöresinde ancak rastlanabilecek geniş kumsallara sahip bir iç turizm bölgesidir. Bu özel bölgenin iç turizm açısından hinterlandı batıda Düzce, Bolu, Ankara ve Zonguldak’tır. Bu nedenle özellikle bahar ve yaz aylarında yoğun bir trafiğe sahip olan yörede büyük güçlükler ve zaman kaybı yaşanmaktadır. İç turizmin değerlendirilmesi adına hem Düzce’nin hem Sakarya’nın hem de Kocaeli’nin potansiyelini değerlendirmede söz konusu eksikliklerin kaldırılması gerekir” dedi.

TAPULAR NEDEN İPTAL EDİLİYOR?

Tapu iptalleri konusuna da değinen Kutluata, Sakarya’da bu manada yoğun sorunlar yaşandığını söyledi. Kutluata, “Hem Orman Bakanlığı hem de hazine üzerinden tapuları mahkeme yolu ile iptal edilen aileler ıstırap çekiyor. Bu konuyu daha önce birkaç kez dile getirmiş 2-B ile ilgili yasal düzenlemeler içinde çözülmesini istemiş, hatta önergeler vermiştik. Ama iktidar ne ülkenin tamamındaki ne de Sakarya’daki tapu mağduru köylülerin problemine bir çare bulmaya yanaşmamıştır. Son olarak Kocaali’nin Açmabaşı ve Karapelit köylerinde çok sayıda ailenin nesiller boyu üzerinde yaşadıkları toprakların 2005 yılında geçen kadastro çalışmaları sırasında verilen tapuları iptal edilmiştir. Devletin verdiği tapuya güvenilmez bir ortam oluşmuştur. Vatandaşın her birine 35 bin lira civarında mahkeme ve avukat masrafları çıkarılmıştır. Tapulu arazilerini yitirdikleri yetmiyormuş gibi bir de ödeyemeyecekleri borçların içine itilmişlerdir. Bu soruna çözüm bulunması gerekiyor” şeklinde konuştu.

BİLİM VE TEKNOLOJİ FAKİRİYİZ

Yine başka bir madde üzerine söz alan Kutluata, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı görüşmeleri hakkında konuşarak, “Bilim ve Teknoloji alanında Türkiye’nin yetersiz olan pozisyonun her geçen gün daha da bozuyor. Türkiye’de bilgi üretilmiyor teknoloji geliştirilmiyor. Bilgi üretecek ve teknoloji geliştirecek ortamın iktidar eliyle yok edilmekte olduğunu, üzülerek izlemekteyiz. Ne üniversiteler ne özel sektör ne de adında Bilim ve Teknoloji olan Sanayi Bakanlığı bilimsel ve teknolojik gelişmelerin önünü açacak bir ehliyete kavuşabilmişlerdir. Bilim, Teknoloji, yenilikçilik, bilgi çağı gibi birçok kavram havada uçuşmasına rağmen temeldeki bir kavrayış yetersizliği Türkiye’yi bu alanda üçüncü Dünya ülkesi durumuna düşürmektedir. AR-GE amacından sapmış, gözüne kestirdiği her alandan para kazanmaya meyal yandaş iş adamı tipi yaygınlık kazanmıştır” dedi.