Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Turan Kültür Merkezi Süleymaniye Kürsüsü konuşmaları devam ediyor.

İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü konferans salonunda “80. Yılında Kırım Türkleri Sürgünü” başlıklı  program, Altuğ Fonu'nun katkılarıyla gerçekleştirildi.

Vakıf yetkililerinden edebiyat öğretmeni Metin Köse, bu haftaki konunun Kırım Türklerinin yurtlarından sürgün edilmesi olduğunu belirtirken Doğu Türkistan'ın da unutulmaması gerektiğini söyledi.
Krimmm2

Sürgün acısını iyi biliriz”
Programda ilk konuşmayı Ukrayna'nın İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilsky yaptı. 18 Mayıs tarihinin Kırım Tatar halkının soykırımı ve kurbanlarını anma günü olduğunu anımsatan Roman Nedilsky, sürgün nedeniyle 190 binden fazla Kırım Tatarının evini, yurdunu, yakınlarını, birçoğunun ise hayatını kaybettiğini söyledi.

Sovyet rejiminin zulmüne maruz kalan, 1932-1933 yıllarında Holodomor soykırımının kurbanı olan Ukrayna halkının da sürgün acısını çok iyi anladığını ve bu acıyı paylaştığını anlatan Nedilsky şöyle konuştu: "O bizim acımız. 18 Mayıs 1944 tarihinde Stalin rejimi bir başka suç daha işledi, Kırım Tatarlarının sürgünü. 18 Mayıs sabahı başlayan sürgün 2-3 hafta sürmüştür. Havasızlık, açlık, susuzluk ve hastalıklar nedeniyle yolda binlerce Kırım Tatarı hayatını kaybetmiştir."

Krimmm3

Kırım Tatar Milli Meclisi Üyesi Gülnara Bekirova da; 200-300 yıl boyunca kendisine sığınan Kırım Tatar Türklerine kucağını açan ve onlara vatanını, bayrağını, toprağını unutturmayan, destek veren Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne teşekkürlerini bildirdi.

Genel Türk Tarihi uzmanı Doç. Dr. Muzaffer Ürekli, 1441’de Hacı Giray tarafından kurulan, 1783’te Şahin Giray döneminde Rus egemenliğine giren Kırım Hanlığı ile bu tarihten başlayarak Çarlık Rusyası, Bağımsız Kırım Demokratik Cumhuriyeti ve Sovyetler Birliği bünyesindeki Kırım Sosyalist Cumhuriyeti hakkında kronolojik bilgi verdi.

Muzaffer Ürekli konuşmasında, "Kırım, Rus egemenliği altında kaldıkça Türksüzleştirildi. Ukrayna egemenliğinde ise Ruslar, Ukraynalılar, Türkler ve diğer halklar huzur içinde birlikte yaşadılar" dedi.
Krimmm4

Kırım Türklerinin çilesini anlattı
İkinci konuşmayı ise Kırım Türklüğünün efsane lideri Mustafa Cemiloğlu (Kırımoğlu)'nun eşi  Safinar Kırımoğlu yaptı. Kırımoğlu, 1944 yılından günümüze kadar Kırım Türklerinin çektiği çilelere dikkat çekti, anılarından bahsetti.

Kırım Türklerinin yurdundan ayrı kalma acısının  hâlâ bitmediğini belirten Safinar Kırımoğlu, Ukrayna Parlamentosu’nun bir hafta önce aldığı 18 Mayıs 1944’ü Kırım Soykırımı olarak kabul etme ve bu hususta bütün dünya ülkelerine ve uluslararası örgütlere çağrıda bulunma kararının önemli bir gelişme olduğunu sözlerine ekledi.

Safinar Kırımoğlu, eşi, Kırım Türklerinin lideri Mustafa Cemiloğlu (Kırımoğlu)'nun başlattığı mücadeleye insanlığı  destek olmaya çağırdı.

Program, Kırım Türklerinden sanatçı Adile Çerkezova’nın seslendirdiği şarkı ve türkülerle sona erdi.

Programın sonunda katılımcılara Kırım milli yemeği çiğ börek ve ayran ikram edildi. (Hüdavendigâr Onur)