Yufka yürekli miyim, nedir, Habertürk TV’de canlı yayınlanan ‘Söz Sende’ programına katılan  sayın başkanımız Zeki Toçoğlu’nu izlerken tuhaf oldum;  programın sunucusu Balçiçek İlter taş gibi duruyor, al da at dercesine pas veriyor; bizimkinin evinden –

 Yufka yürekli miyim, nedir, Habertürk TV’de canlı yayınlanan ‘Söz Sende’ programına katılan  sayın başkanımız Zeki Toçoğlu’nu izlerken tuhaf oldum;  programın sunucusu Balçiçek İlter taş gibi duruyor, al da at dercesine pas veriyor; bizimkinin evinden – Allah göstermesin- sanki cenaze çıkmış; başkanımızın yıkılışı bakışlarına işlemiş…

Hüzünlendim!...

***

Zeki Toçoğlu’nun şehirden habersiz oluşu bir yana, çevresinde olup bitenleri sezemediği de anlaşılıyor; yoksa program yöneticisinin orta hasarlı binalarla ilgili sorusuna; “-Bu iddialar doğru değil; yerel basının uydurması; imajımızı bozmaya çalışıyorlar” der miydi?

Medyada şimdi en çok yinelenen soru?

-Başkan Toçoğlu neden bunu yaptı?

Vallahi ben de oturup düşündüm!..

Sayın başkanın bir elin parmak sayısını geçmeyecek sayıda gazeteciye bozulduğunu biliyorum; ama, genel bir ifade kullanarak yerel basına toptan çatmasını anlayamadım…

***

Yerel medya AKP’nin yanında mı?

-Evet!..

 Toçoğlu özellikle gözetiliyor mu?

-Ya hey!..

Manşetler lokum mu?

-Yeme de yanında yat!..

Gazete köşelerine yandaşlar konuşlandırıldı mı?

-Kesin!..

Daha ne istiyor başkan?

Keyfinin gıcır olması beklenmez mi?

Hayır!..

***

Zeki Toçoğlu’nun yerel medyaya çattığı konuşmasında iki ilginç sözcük yer tutuyor…

Uydurma…

Ve imaj…

Başkanımız yakınıyor, kimileri orta hasarlı yapılar üzerinden korkuluklar oluşturuyor, öcü edebiyatı üretiyorlarmış…

Oysa yerel medyanın bugünkü yapılanması içinde bir gazete, bir kaç internet sitesi, üç beş kalem erbabı tek başına koskoca şehre ne korkuluk üretebilir, ne de toplumu etkileyebilecek öcü yaratabilir…

Bunlar “20 bin orta hasarlı konut var” mı demişler?

50 bin orta hasarlı konut var deseler ne yazar?

Bir yazar düşüncesini yazabilmeli, bir gazete haber yapmaktan çekinmemeli!..

Özgürlüğün savcısı kamuoyu, yargıcı halktır!..

Çağdaş bir şehir yöneticisinin, demokrat bir siyaset adamının, bu gerçeği bilip, o ayarda durması gerekmez mi?

***

Bizimki durmuyor…

Duracak gibi de gözükmüyor...

Şeşi beş görüyor…

Ve yanlış yola giriyor!...

Belediye başkanları gazetelerin, yakın çevresi de yazarların peşine düşmeye başladılar mı çekiver sen altındaki o koltuğu…