Kuşkusuz su, insanın yaşamını sürdürebilmesi için ihtiyaç duyduğu en büyük nimetlerden biridir.

Bünyeden bünyeye fark ettiği söylense de insan yemek yemeden yaklaşık üç hafta açlığa dayanabilir.

Ancak bu süre su için sadece üç gündür. Yani üç günden sonra susuzluktan hayatınızı kaybedebilirsiniz…

Bu nedenle SASKİ’nin Sakarya’daki içme suyu yatırımlarını görmezden gelmek mümkün değil.

Zira çok değil şöyle bir saat kadar sular kesik kalsa ne yapacağımızı şaşırıp, anında homurdanmaya başlıyoruz.

“Sular ne zaman gelecek ve neden kesildi?” diye söylenip duruyoruz. Yani, artık bir saatlik su kesintisine bile tahammülümüz yok…

Kim ne derse desin Büyükşehir Belediyesi Sakarya’nın en ücra noktasını bile suya kavuşturmak amacıyla büyük yatırımlar yapıyor.

Bugün yine Arifiye, Hacımercan ve Çaybaşı Yeniköy bölgesine “Sapanca suyunu” götürmek adına bir temel atma töreni düzenleniyor.

SASKİ temeli atılan bu yeni hattı en kısa sürede tamamlayıp “Sapanca’nın suyunu” Arifiye, Hacımercan ve Çaybaşı Yeniköy’e ulaştıracaktır…

Aslına bakarsanız bugüne kadar Sakarya İl Sınırları içinde bulunan yerleşim bölgelerine “Sapanca suyunun” ulaştırılması gerekirdi.

Zira bugün hala daha Sakarya’da “artezyen” suyunu bırakın kullanmayı “içen” yerleşim bölgeleri var.

Suyun bu kadar bol ve kaliteli olduğu bir şehirde bazı yerleşim bölgelerindeki insanların hala daha “artezyen” suyu içiyor olması doğru değil.

Bu işlerin 2012 yılının Sakarya’sında artık konuşuluyor olmaması gerekirdi. Şimdiye kadar çoktan yatırımlar yapılmalıydı…

Maalesef “içmeye suyu isale hatlarının” toprak altına yapılan bir yatırım olması bugüne kadar bu çalışmaları aksattı.

Göreve gelen belediye başkanları “altyapıdan” ziyade görünen hizmetleri tercih ettiğinden bugünlere gelindi.

Bugün sadece vatandaşlar değil bazı belediye başkanlarının bile SASKİ’nin toprak altına gömdüğü yatırımları görmediği ortada.

Buna rağmen Büyükşehir Belediyesi “içmeye suyu isale hatlarına” büyük yatırımlar yapmaya devam ediyor. İyi de yapıyor.

Siz vatandaşlarınızın çeşmesinden hala daha “temiz su” akıtamıyorsanız isterseniz şehrin göbeğine “uçan daire iniş pisti” yapın, hikâye.

Netice itibariyle “insan, aç üç hafta, susuz üç gün, havasız da üç dakika” hayatta kalabilirmiş.

Maalesef bazı belediye başkanlarının havası da “üç dakika” sürüyor. Bilmem anlatabildim mi…?