Bugün bu tahminlerin birer, birer sahneye konulduğunu görüyoruz. Çok değil birkaç gün önce “bayrak indirme” hadisesi ülkeyi gerdi.

Hemen de suçlu bulundu. Koskoca ana muhalefet partisinin genel başkanı “bayrağı Başbakan indirtti” deyiverdi.

Buna karşılık birileri çıktı, “gezi olayları sırasında Türk Bayrağını yakanları alkışlayan siz değil miydiniz?” dedi. Tabi buna cevap yok…

Öyle garip olduk ki maalesef bir yanlışı kendi düşüncemize yakın birileri yaptı mı hiç sesimiz çıkmıyor. Adeta olanları görmezden geliyoruz.

Hatta bu yanlış bir daha, bir daha tekrarlansa bile, her defasında sessizliğimiz koruyup adeta olan bitene destek oluyoruz.

Ama aynı yanlışı bir başkası yaptı mı, dünü unutup hemen “milli duygulara” sarılmayı kendimize görev biliyoruz…

N’oluyoruz ya? Birbirimizi yemekten, gözümüzü oymaya çalışmaktan, ülkenin geleceğini düşünmeye ne zaman fırsat bulacağız?

Onu istemeyiz. Bunu Cumhurbaşkanı yapmayız. Bizim dediğimiz olacak. Sen anlamazsın. Hepiniz vatan hainisiniz.

Herkes hırsız. Devletin malını çalıyorlar. Yedirmeyiz. Vatandaş bir şeyden anlamaz. Hepimiz çobanız. Bidon kafalıyız. Makarnacıyız…

Bu ne ya? İki yıldır aynı teraneleri dinlemekten kafamız şişti. İşimize gücümüze bakamaz olduk. Yeterin be kardeşim.

Herkes hırsız bir tek siz düzgünsünüz. Hepimiz hainiz, bu ülkeyi yalnız sizler düşünürsünüz. Biz vatan sevgisi nedir bilmeyiz. Siz iyi bilirsiniz.

Bir tek siz bu vatan için ölürsünüz ama ne hikmetse en fazla da “çürük raporu” veya “bedelli askerlik” için sizler müracaatta bulunursunuz.

O, makarnacı, bidon kafalı, koyun, çoban dediğiniz insanların çocukları vatan için “şehit” olur gelir, siz sadece “şehitler ölmez vatan bölünmez” diye bağırırsınız.

Hele bazıları “şehit cenazelerine” gider ama “namazını kılmadan” şöyle bir görüntü verir ve anında toz olup kaybolur. Çünkü cami avlusu onları sıkar…

Hadi buyurun. Biz birbirimizle uğraşırken “IŞİD Musul Konsolosluğumuzu” işgal etti. Her bir şeye muhalefet eden genel başkanlar nerede?

Hiç birinden ses çıkmıyor. Herkes “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın nasıl bir politika izleyeceğini” bekliyor.

Çıkıp da biri “bu konuda hükümetin atacağı her adımı destekleyeceğiz” demiyor, diyemiyor. Bu nasıl bir muhalefet anlayışıdır?

Ellerinden gelse “IŞİD’in Musul Konsolosluğu” işgalini de Cumhurbaşkanlığı seçimine bağlayıp suçu Başbakan’a atarlar. Merak etmeyin onu da yaparlar.

Hatta “Musul Konsolosluğu işgalini Başbakan mı istedi” bile derler. Neyse ki bu zor günlerde başımızda “Başbakan Recep Tayyip Erdoğan” var. Ya…?