Ülke ve Sakarya gündemini değerlendiren Ali İhsan Yavuz, terör olaylarından operasyonlara, çözüm sürecinden genel seçime kadar birçok konuda değerlendirmelerde bulundu.

Ankara’daki terör saldırısıyla ilgili açıklamalarda bulunan Yavuz, son süreçte Türkiye’de yaşananların bağımsız olarak düşünülmemesi gerektiğine dikkat çekerek, “Türkiye’de bana göre çok önemli değişiklikler var. DHKP-C zaman zaman eylemlere giriyor. Paralel yapı Türkiye açısından büyük bir tehlike. İş bazen PKK’ya dönüyor. Her zaman güvenlik tedbirleri alınmaya çalışıldı. Biz tek tek ayrı zamanlarda uğraş vermektense, hepsini aynı pakete koyalım ve operasyonlara kalkışalım dedik. İŞİD ve DHKP-C’ye karşı, PKK’ya karşı operasyonlar yapıldı. Ve paralel yapıya dönük operasyonlar yapıldı. Bakıyorsunuz hepsinin amacı aynı Türkiye’yi tökezletmek. Cumhurbaşkanını pozisyonunu zayıflatıp AK Parti’yi uzaklaştırmak ve Türkiye’yi tökezletmek. Birileri operasyon çekmek istiyor, bu coğrafya üzerinde operasyon yapmak istiyor. AK Parti direniyor. Cumhurbaşkanı Türkiye’nin bu şartlarına vakıf. Kimin ne yapmak istediğine vakıf. Hocamız bu işin kitabını yazmış. Sonra dış işleri bakanlığında pratiğine dökmüş. Başkanımızın ne yapmak istediği ve nasıl bir ufka sahip olduğu ortada” diye konuştu.

Çözüm sürecinin bölge insanının talebiyle ortaya konulan bir süreç olduğunun altını çizen Yavuz, “Çözüm süreci bizim de sulh için ortaya koyduğumuz bir süreçti. Bu süreçte bize verilen sözlerin, beklentilerimizin karşılanmadığını gördük. 7 Haziran’da çözüm süreci önemli ama istediğimiz sonucu alamıyoruz. Seçimden sonra büyük ihtimalle 1-2 ay içinde ya silah bırakırsınız ya da kandili yerle bir edeceğiz diyecektik. Ancak, nasıl olsa tek başına iktidar olunamadı, ortada bir zaaf var, Türkiye’yi bölelim anlayışına girildi. Bugün herkes bu operasyonlar devam etsin diyor. Devlet yanımızda olsun diyor. Dün devlete antipati besleyenler bugün devlet bize sahip çıksın diyor. Biz bu çözüm sürecini devam ettirirken elimiz kolumuz bağlı durmadık. Süreç devam etsin istedik. Kalekol adını verdiğimiz karakolları tek tek yaptı. Birçok kez eylem yapıldı. Karşı çıkıldı. Çözüm sürecini bitiririz dediler. Dikkat ederseniz, karakol baskınlarıyla şehit vermedik. İstihbari çalışmalarla nerede yuvalandıklarını, cephaneliklerini tespit ettik. Biz öncelikle Kandili temizleyelim dedik. 22 Temmuz’dan bu yana 2 binden fazla terörist öldürüldü. Terörle mücadelede belli bir noktaya geldik. Sokağa çıkma yasaklarıyla bölge bölge temizlik yaptık. Şehitler de verdik ama maalesef bir takım belediye görevlilerinin katkılarıyla, tuzaklamalarıyla şehit verdik. Biz devletin içini de temizlemeye çalışıyoruz. Biz çok kolay bir süreçten gelmiyoruz. Çok zor şartlarda bugüne geldik. Eskiden MİT de çok gelişmiş değildi. Bu süreçten sonra bir takım çevrelerde yapılanlar, korku ve paniğe neden oldu. Ne yapıp edip bir çıkış yolu bulmaları gerekiyordu. Bu son olayı böyle okumak gerekiyor. Biz şiddete tevessül eden bir iklimden gelmiyoruz. Bir karıncayı dahi incitmek istemiyoruz. Kim olursa olsun demokratik hakkını kullanacak, yürüyüşünü yapacak böyle bir ülke istiyoruz” diye konuştu.

Yavuz sözlerini şöyle sürdürdü, “İç güvenlik reform paketi vardı. Bir adım öncesinde makul şüphe hadisesini getirdik. Arabada bomba ihbarı geliyor. Somut delil, şahit var. Mahkemeye gidiyorsun somut delil yok diyor. Kesin delil olsa zaten mahkum edeceğiz. Şüphenin olduğuna işaret ederken, sanki kesin delil arayarak karar vermekten kaçtılar. İç güvenlik reformuyla, yüzünü gözünü kapatıp eylem yapıp can yakanlar var. Bunu önleyelim dedik. CHP MHP HDP karşı çıktı. Biz bu günler için bu reformu çıkarmaya çalıştık. Molotof niye var? Molotofun cezası olsun dedik buna da karşı çıktılar. HDP’nin bu terörist faaliyetlerle arasına mesafe koymadığını gördük. Onları anlıyorum. Bir parça CHP’yi de anlıyorum. Genel Başkan yardımcısının, yakınlarını beyanı var. HDP’yi destekliyorum diyor. Belki doğru buluyor, destekliyor belki de zafiyet oluşturacağını düşünüyor. MHP’yi anlayamıyorum.  Böyle bir parti molotof kokteylini nasıl olurda suç olmasına karşı çıkar. MHP tabanından çok büyük bir kayış var. Şunu söylüyorlar, bu kadar ciddi operasyonlar yapılıyor, bir kez olsun çıkıp da açıklama yapmadı. Başbakanla görüşmeyi kabul etmedi. Ankara’da böyle bir olay var. Başbakan güvenlik zirvesi yapacak, liderlerle görüşecek. Bir takım kararlar alacak. Bir araya gelelim diyor. CHP kabul ediyor, MHP kabul etmiyor. Buralardan güç alan bir takım çevreler Türkiye’de kaos ortamı oluşturmaya çalışıyor ve Ankara’daki eylemi yapıyor. Bizi hep İŞİD’le dirsek teması olan bir parti gibi göstermeye çalışıyorlar. Bizim için PKK neyse İŞİD odur. İŞİD neyse DHKP-C de odur. Ankara’daki hadisenin tek bir amacı vardır. Kaos çıkarmak, AK Partiyi zayıflatıp, operasyonları sekteye uğratmak, Türkiye’yi yeniden koalisyonlara mahkum etmek, yurt dışından gelecek olan turistlerin önünü kesmek, yabancı sermayeyi engellemek. Şimdi yapılması gereken şey, yeter ki Türkiye kazansın. AK parti kaybetmeye hazır. Diğer partilerden de bunu bekliyoruz. Koalisyon döneminde de bu şekilde gittik.”

Sakarya’da seçim çalışmaları

Sakarya’da ki seçim çalışmalarını da değerlendiren Milletvekili Ali İhsan Yavuz, halkta daha önceki seçimlerden daha fazla bir heyecan gördüklerini ifade etti. Yavuz, “diğer partilerde sahada hiçbir şekilde yok. 7 Haziran’da başka partililerle çok karşılaştım. 15 gündür sokaktayım, daha başka bir partiye rast gelmedim. Eskisi gibi afiş çalışması yok. Bütün bu şehit haberleri, operasyonların olduğu süreçte müzik çalmayalım diye bir karar alındı. Ancak heyecan olmadığını düşünmüyorum. Ben bütün seçimleri gördüm. İki genel, iki yerel, iki referandum ve milletvekili olarak seçimler geçirdim. İlk kez toplumu memleket meselelerine bu kadar yakın görüyorum. İlçeleri geziyorum, köyleri geziyorum, hepsinde aynı şeyi gördüm. Bu süreç kadar siyasetçilerin konuşmalarına rağbet görmedim” diye konuştu.

“Yapılmış en iyi seçim olacak”

1 Kasım seçimlerinde Sakarya’dan çıkarılacak milletvekili sayısıyla ilgili tahminde bulunan Yavuz, “7 Haziran’da 4-2-1 diyenler vardı. Ben yüzde yüz söyledim. 5 garanti görünüyor, biz 6’yı konuşalım dedim. Tahminlerim tuttu. Ama geçen seçim çok farklıydı. Milimetrik olarak tahminlerim tuttu. Türkiye değişken bir hale geldi. Son 15 günde gördüğüm, biz her gün biraz daha yukarı çıkıyoruz. AK Partinin böyle bir yanı var. Seçime 3 ay kala başlar, sürekli yukarı çıkar, ama 7 Haziran’da böyle olmadı. Bu seçimde her gün biraz daha yukarı çıkıyor. Oran anlamında kesinlikle 7 Haziran’dan fazla oy alacağız. 2011 seçimlerinden de fazla alacağız. Kesinlikle, bugüne kadar yapılmış genel seçimlerin en iyisi olacak. Bugüne kadar ki bütün genel seçimlerin en yükseğini alacağımız bir seçim olacak. Ancak bundan sonraki gelişmeler de çok belirleyici olacak.  Ne olur bilmiyorum. AK Parti tek başına iktidar olmazsa Türkiye’nin başına ne çoraplar örmeye çalıştıklarını gördük. Gerekirse meclis daha az çalışsın. Keşke kanunların yarısını çıkarsaydık da yarısında da gidip bu insanlara derdimizi anlatsaydık. Bu dersi çıkardık. Diyoruz ki, Ak Partinin tek başına iktidar olması şart” dedi.

7 Haziran’dan sonra geçen zamanın boşa gittiğini söyleyen Yavuz, “2023 demek dünyanın en iyi 10 ekonomisi arasına girmek demek. Biz bunu hedef aldık. Dünyanın en iyi 10 ekonomisinden biri olacağız dedik. Havaalanı, nükleer santraller, kendi savaş uçağımız, bunlar için koalisyonlarla zaman kaybetmemek lazım. 7 Haziran’dan sonra geçen zaman boşa geçmiştir. Bazı fabrikalar işçi çıkarıyor. Yerel imkanların artması Türkiye’nin bir takım kaynaklarının da harekete geçmesi demektir. Belirlediğimiz o hedeflerin hayata geçmesi için nükleer santrallerin hayata geçmesi gerekmektedir” dedi.

Oy kaybının nedenleri

7 Haziran’da yaşanan oy kaybının birçok sebebi olduğunu söyleyen Yavuz, “En az 100 sebep sıralamak mümkün. En önemlisi bir takım algı operasyonları yapıldı biz kendimizi anlatamadık. Paralel yapı önemli derecede buna kalkıştı. YSK kendini yenilemediği gibi çok çelişkili ve yanlış kararlar verdi. Seçime girme hakkı kazanamamış birçok kişi seçime sokuluyor. YSK’nın yanlışıdır bu. Logosu AK Partiye benzeyen bir parti var. Bunları engelletemedik. Oy pusulası çok büyüktü, karışıklık oldu. Çok sayıda oy geçersiz sayıldı. Sandık başkanları, memur üye olarak atananların eğitimsiz olması sıkıntıya neden oldu. Bunun yanında insanlar çok net beklentiler içine girdi. İnsanlar tarla yollarına asfalt istedi. Evimin önü niye çamur diye soranlar oldu. İmar mevzuatını değiştirmemekle hata yaptık. 18 uygulaması var. Belediye yapmasa sorun çözülemiyor. Mahalle olan köyler, daha fazla beklenti içine girdi. Acaba biz büyükşehir yasasını çıkarmakla erken mi davrandık diye düşünüyorum. Köylerimizin de son derece intizamlı olmasını istiyoruz ama bundan birilerinin canı yandı. İnsanlar istedikleri gibi ev yapamadı. Elektrik bağlatamadı. Oy kaybetme sebeplerinin çözümleri de var. Belediyelerimiz tip projeler belirliyor. 10 projeden biri seçiyor vatandaş. Projeyi beğenmiyorsa o zaman parasını vererek proje hazırlatıp onaylatıp yapacak. Bu bize oy kaybettiren bir süreç oldu. Köy camisine yer bağışlandı, ama belediye el koydu diyenler var. Bununla ilgili yasa da var. Ama vatandaşlar ellerinden alındığını düşündü. Yeni mahalle kurguluyoruz, hemen hayata geçiremediğimiz için vatandaşa anlatamadık. Meclis geçmişte iş yapmamış, vekiller  daha fazla gezmişler. AK Parti milletvekilleri isterse arazide dolaşır. Bizim mecliste durmamıza gerek yok. Ama o zaman da meclis de çalışmıyor. Memleketin önünü açacak yasal düzenlemeler için gece gündüz çalıştık. Ama keşke daha az kanun çıkartsaydık ve vatandaşa daha fazla anlatabilseydik” diye görüş belirtti.

Milletvekili listesi

AK Parti’nin 1 Kasım seçimleri için listede değişiklik yapmasını da yorumlayan Yavuz, “Bakan Ayşenur İslam ve Bilgehan Doğru müracaat etmedi. AK Parti aday adayı olmayan birini aday yapmıyor. Sayın Bakan karar verdi, aday adayı olmayacağım dedi. Bilgehan hanım önce arzu etti, sonra olmuyorum dedi. Kalan listede bir kişi aday gösterilmedi. Parti, gerektiğinde bu yenilenmeyi yapacak. Bunu tartışamayız. 7 Haziran’da liste oluştu. Liste çok şahane dedim. 1 Kasım listesi için de aynı şeyi söylüyorum. Ali Başkan olsaydı yine aynı şeyi söyleyecektim. Bu şehirde farklı 7 milletvekili alternatifi çıkarılacak birçok isim var. Biz varken iyi, yokken kötü mü? Ali Başkanı belki daha farklı şeyler bekliyor olabilir. O da elinden geleni yapıyor. Biraz burulmuş olabilir. Bu liste bana göre çok güzel bir liste. Ara ara bir değişiklik olması gerek. Olmasaydı da niye değişmedi diyecek halimiz yok” dedi.

Sakarya’ya yatırımlar

Sakarya’ya yapılan yatırımlar hakkında da konuşan Ali İhsan yavuz, yapımı devam eden Doğum hastanesinin 54 milyon TL’ye ihale edildiğini belirterek, “Bu hastane 5 yıldız otel şeklinde yapılacak. Sakarya’da her hastane bir öncekinden daha iyi yapıldı. Bu daha iyi yapılacak. İhalesi yapıldı. Bir gecikme var gibi görünse de kısa sürede bitirilecek. 2017 yılı içinde teslim edilmesi gerekiyor. Verilen tarihte yetiştirilemeyecek gibi bir durum söz konusu değil.”

Yerli otomobil

“Yerli otomobilin Sakarya’da üretilmesi ile ilgili gelişmeler var. Otomobil ihtisas bölgesi var, otomobil devlerinin Sakarya’ya gelmesi böyle düşünmemize neden oluyor. Ancak çok netleşmiş bir durum yok. Ancak Sakarya’ya ilgi var. Bizim de böyle bir beklentimiz ve temennimiz var. Bakan Fikri Işık’ın da Sakarya’ya ilgi ve alakası var.”

“Sağlıkta iyi çalışmalar yaptık. Sağlık çalışanları yüzde 306 artmış. Uzman hekim 2002’de 189’ymış 606’ya çıkmış. Ama yetmiyor. Yılların açığı da bir çırpıda kapatılmıyor.”

“Sakarya ile ilgili şu anda yürüyen çok önemli icraatlar var. İnsanların bizden en önemli beklentilerinden biri, yollar. Tarla yolundan bahsediyor, bahçe yolundan bahsediyor. Büyükşehir belediyesi 50 milyon TL’lik kredi temin etti. Bunu yollarda kullanacağız. 8 Haziran’da asfalt atıldı Sakarya’da. Biz ille de bir seçim beklemiyoruz. Biz bu insanları hiç kandırmadık. İnsanlar her yere asfaltın ulaşmasını istiyor.”

“Ballıkaya içme suyu projesi 600 trilyonluk projedir. Bu projeyi 5 yıl, 10 yıl sonrası için üretiyoruz. Sakarya’daki insanlar Türkiye’deki en kaliteli suyu içiyor. Ancak insanların daha kaliteli suyu daha ucuza içmesi için bu yatırımı hayata geçiriyoruz. Geleceğe dair en fazla beklentilerden biri de tren yolunun alta alınması. Bu proje şehrin çehresini değiştirecek. Bu konuda bir çalışma var. Büyükşehir belediyesi de bu konunun hiç peşini bırakmadı. Allah nasip ederse Donatım’dan alta inecek, şehir merkezinde yukarı çıkacak. Hemzemin geçitlerdeki kargaşa sona erecek. Merkezdeki yeşil alan artacak. Tren de şehrin ortasına kadar gelmiş olacak.”

“Taşeronlarla ilgili seçim beyannamesinde vaatte bulunduk. Ancak bu akşamdan sabaha olacak bir konu değil. Yavaş yavaş, önce esas işi yapanı kadroya geçirerek bu meseleyi çözmek istiyoruz. Tek başımıza iktidar olursak, bütün personel rejimini sil baştan yeniden kurgulamak gibi bir niyetimiz var.”

“İnsanların bir başka beklentisi de, geçmişte 2-B sorununu çözdük. Ancak orman bitki örtüsünü kaybetmiş ve tespiti yapılmış olan yerlerin sorununu çözemedik. 2-B’ye benzer alanların çözümü de bizden bekleniyor. Yasal çalışma yapılmadan çözülebilecek yerleri çözeceğiz, diğer yerleri de yasal düzenleme ile çözeceğiz. Bu güne kadar yapılanlar zaten yapıldı. Önemli olan bundan sonra hem Türkiye’de hem de Sakarya’da yükseliş trendinin devam etmesi için AK Partinin tek başına iktidara gelmesi gerekmektedir. Sakarya sosyo-ekonomik sıralamada 23.’ten 18’e yükseldi. Eğer yatırımlar yapılmasaydı, Sakarya 5 sıra birden yükselmezdi. En fazla göç alan 10 il arasındayız. Bir il yine bu kadar göç alır. Sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyini belirleyen 62 parametre var. Buna göre 5 basamak atlamışız. Biz iyi yoldayız. Bizim iktidarımız ile Türkiye ilk 10 ülke arasına girecek. Sakarya’da ilk 10 il arasına girecek. Koalisyon dönemlerinde bu hizmetler yapılamıyor. O yüzden kaldığımız yerden devam edelim.”