Ünlü hukukçulardan Av. Hüseyin Özbek, Piri Reis Üniversitesinde "Müdafaa-i Hukuk'tan Cumhuriyete Giden Yol"  başlıklı konferans verdi.

Özbek, üniversitenin etkinlik salonunda Sağlık Kültür ve Spor Müdürlüğü Kültür Hizmetleri Koordinatörlüğü'nce düzenlenen etkinlikte yaptığı konuşmada, eskilerin Harb-i Umumi dediği 1. Dünya Savaşından bahsetti, "Bu savaşın bir miras kavgası olduğunu" söyledi.

Osmanlı Devletine 'Hasta Adam' denildiğini, Türk ulusunun yok edilmek istendiğini anlatan Özbek, 500 yıllık Rumeli'nin elimizden çıktığını, Türk çocuklarının birçok ülkede savaştığını, 'var olma kavgasını verdiğini belirtti.

1. Dünya Savaşının emperyalist iki blok arasındaki anlaşmazlıkların sulh masasında çözülememesi yüzünden çıktığına değinen Özbek, "Kutuplaşmanın temelinde daha fazla sömürge, daha fazla hammadde, daha fazla pazar çekişmesi yatıyordu. Bu nedenle 1. Dünya Savaşının 1. Paylaşım Savaşı olarak adlandırılması bir gerçeğin ifadesidir." dedi.

MTTB Arifiye’den bir dizi ziyaret MTTB Arifiye’den bir dizi ziyaret

Emperyalist ülkelerin yöneticilerinde Türk milleti hakkında "Bunlar eski Türkler değil diye bir kanaat oluştuğunu" ifade eden Özbek, "18 Mart 1915'te yanlış hesap geri döndü. Savaş Lordu dedikleri Mustafa Kemal ortaya çıktı. Türkler sayesinde savaş dört yıl uzadı." diye konuştu.

Huseyin Ozbek2

21 Haziran 1919’da bildiri halinde yayınlanan Amasya Genelgesinin tam anlamıyla bir isyan metni olduğunu, tehlikede olan vatanın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı için milleti kurtuluş mücadelesine çağırdığını, İstanbul Hükümetinin artık  yok sayıldığını belirten Özbek, sözlerine şöyle devam etti:

"10 Ağustos 1920’de Saray ve çevresinin kabul ettiği Sevr Antlaşması, Türkler için yok oluş ve ölüm anlamına gelmektedir. Sevr’in maddelerine bakıldığında, galiplerin, yurtlarını ellerinden alacakları Türklerin, sömürge halkı olarak yaşamasına bile tahammüllerinin olmadığı anlaşılmaktadır. İlk aşamada Orta Anadolu’dan Karadeniz’e çıkışı olan birkaç il dışında ülkenin geri kalanı aralarında pay edilmektedir. Bir lütuf gibi Türklere bırakılan yerlerin de yakın gelecekte işgali Sevr’in ilgili maddeleri ile hüküm altına alınmıştır."

   Sevr dayatmasının demokrasiyle ilgisi yoktur

Sevr'e göre Doğu’da çok geniş bir alanda Ermenistan ve  otonom Kürt bölgesinin oluşturulmak istendiğini belirten Özbek,  günümüzde de Sevr'i hortlatmak isteyenler olduğunu söyledi.

Erbil ve Diyarbakır'da hâlâ Sevr çalışmaları yapıldığını belirten Özbek, sözlerini şöyle tamamladı:

"İngiliz kurgulu, İngiliz fonlu üçüzlerin (Kürdistan Yükselme Cemiyeti, İngiliz Dostları Cemiyeti, İslam Yükselme Cemiyeti) manevi mirasçılarının Lozan’ın 100. yılındaki hareketliliği, Lozan yergileri, Sevr güzellemeleri üzerinde düşünülmelidir. Erbil’de, Diyarbakır’da düzenlenen ve Sevr’i köleliğin değil, özgürlüğün kutsal metni olarak yorumlayan, Sevr çağırma seanslarına dönüşen toplantıların bundan sonra da sürdürüleceği anlaşılmaktadır. Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti devleti bu konuda uyanık olmalıdır. Sevr'i isteyenlerin demokrasiyle ilgisi yoktur."

Piri Reis Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nafiz Arıca adına Hüseyin Özbek'e teşekkür belgesini, üniversitenin Sağlık, Kültür ve Spor Hizmetleri Müdürlüğü Kültür Hizmetleri Koordinatörü Necmettin Özçelik verdi. (Hüdavendigâr Onur'un haberi)