Salı akşamı akademi meydanında düzenlenen tasavvuf sohbetinde mutasavvıf, yazar ve sanatçı Ömer Tuğrul İnançer Serdivanlılarla buluştu.

Yoğun katılımın olduğu söyleşi öncesi Sakarya Tasavvufu ve Tasavvuf Musikisini Yaşatma Derneği sanatçıları küçük bir konser verdi. Eserlerin icrasında musiki sanatçılarına Ömer Tuğrul İnançer de eşlik etti.

Okuduğu beyitler eşliğinde tasavvufa ait terimleri açıklayan İnançer, diğer yandan güncel konular hakkında da çarpıcı açıklamalarda bulundu.

“Nice 15 yaşında büyük, 80 yaşında küçükler gördüm”

Özellikle kendisini dinlemeye gelen gençlere öğütler veren İnançer, gençliğin bir hazine olduğunu ifade ederek; “Genç ne demek? Hazine demek. Her insan bir hazinedir. Bazılarının kilidi zor açılır, bazıları püf deyince çözülür.  Bunun zıddı yaşlılık ise bilinen manada büyümek demek değildir. Allah kelamında kıdeme ehemmiyet var, zahiren yaş saygıyı gerektirir. Ama ben nice 15 yaşında büyük, 80 yaşında küçükler gördüm” dedi.

omer_tugrul_inancer2.jpg

Gençlikle ilgili en güzel örneğin eskiden İsmail Maşuki Tekkesi olan şimdi ise İSKİ hizmet binası olarak kullanılan yerde hayatı sürdüren İsmail Maşuki Hazretleri olduğunu ifade eden İnançer, Fahreddin- i Razi’nin Medine’de kendisine nereden gelip nereye gidiyorsunuz diye sorduğunda İsmail Maşuki Hazretlerinin; Allah’tan geldik, Allaha gidiyoruz… diye cevap verdiğini ve bu cevabı verdiğinde de 7- 8 yaşlarında olduğunu söyledi.

“İnsan ancak kendi cinsine aşık olabilir”

Ömer Tuğrul İnançer ayrıca insanın Allah’a aşık olamayacağını, ancak kendi cinsinden birine aşık olabileceğini vurgulayarak, “İnsan Allah’a aşık olamaz, o kuru bir laftır. İnsan insana aşık olur. İşte o aşık olunacak insan da Muhammed Mustafa’dır (SAV). Çünkü ona aşık olmadan Allah’a aşık olamazsın. Buna en güzel örnek de ayeti kerimedir; “Kim peygambere itâat ederse, muhakkak Allah’a itâat etmiş olur.”  İşte gerçek aşk budur” diye konuştu.

“Bazıları topluma yanlışları doğruymuş gibi sunuyor”

Son zamanlarda bir takım yanlış ifadelerin doğruymuş gibi insanlara aktarıldığını ve bunun da yanlış olduğunu söyleyen İnançer, bazı yerlerde abdestsiz de Kur’an okunabileceğinin söylendiğini ifade ederek, “Birileri çıkıyor, abdestsiz de Kur’an okunur diyor. ‘Temiz olmayanlar ellemesin’ ayetini inkar ediyorlar. Biz derviş terbiyesiyle yetiştik. Bırakın Kur’an-ı Kerim’i abdestsiz okumayı, her biri bir nüshayı kuran olan hafızlarla bile musafaha etmeden önce abdest alırdık. Velev ki konu Kur’an-ı Kerim’i okumak veya ona dokunmak olsun. Birilerinin dediği gibi değil, kati surette abdest almadan, temizlenmeden Kur’an-ı Kerim’i tutmak veya onu okumak olmaz” dedi.

omer_tugrul_inancer3.jpg

“Estetikten o kadar uzaklaştık ki”

İnançer estetikten uzak kalındığı, kabalıktan kurtulunamadığı sürece gerçek manada Müslüman olunamayacağını belirterek, toplumun her anlamda estetikten uzaklaştığını söyledi. İnançer, “Estetikten o kadar uzaklaştık ki giyinmesini bile bilmiyoruz. Oysa ki efendimiz (SAV) bile Taif’te, Hayber’de, Uhud’da kıyafetine dikkat etmiş ve her zaman olduğunu gibi o günlerde de bir uyum içerisinde giyinmiştir. Burada şunu ifade etmek gerekir; bilinenin aksine efendimiz sadece beyazı değil; turuncuyu da, kırmızıyı da, siyahı da sever ve bunları bir ahenk ve estetik içinde kullanırdı. Yani harbe giderken bile kılık kıyafetine özen gösterirdi. Kaldı ki biz günümüzde her konuda ona benzemeliyiz” dedi.