Ülkede “şehit haberlerine” sevinen, PKK ve uzantılarına “terör örgütü” diyemeyen o kadar çok “medya” kuruluşu var ki hayret edersiniz.

Yahu bu ülkede yaşıyorsunuz. Bu topraklarda “gazetecilik” faaliyeti yapıyorsunuz. Bu vatanın ekmeğini yiyip suyunu içiyorsunuz. Öyleyse bu “kin” niye?

Her gün polisimiz, askerimiz “şehit” ediliyor, birde bakıyorsunuz “malum” medya askerimize, polisimize “şehit” diyemiyor. Yazıklar olsun…

Aslına bakarsanız bu malum “medya” ve onun temsilcilerine kızmıyorum. Onların öteden beri zihniyetleri bu!

Asıl kızılması gereken bu “malum” medya ve onların temsilcilerine kol kanat geren siyasetçilerimizdedir.

Maalesef bazı siyasetçilerimiz hala daha asker ve polisimize “şehit” diyemeyen “PKK” ve uzantılarını “terör” örgütü görmeyen bu malum “medyaya” destek oluyor…

Yapacak bir şey yok. Bu malum “medya” gerçekten “şuurlu!” Yaptığı her yayını en ince ayrıntısına kadar hesaplayıp yapıyor.

Sonra da bunu “basın özgürlüğü” kılıfına uydurarak Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanına, Başbakanına, askerine, polisine ince, ince dokunduruyor.

Zira adamlarda “etik” olan hiçbir değer yok. Zaten olsa askerimize, polisimize “şehit”, onlara “kurşun” sıkanlara “terörist” der…

Gelelim bizim “şuursuzlara!” Bütün bu olup bitenlerin dışında hala daha malum “medya” ve onun Sakarya’daki temsilcilerine “destek” olanlara söyleyecek çok şey var.

Her şeyden önce bir karar vereceksiniz. Ya devletin, Cumhurbaşkanının, Başbakanın, polisimizin, askerimizin yanında olacaksın;

Ya da devleti, Cumhurbaşkanını, Başbakanı, askerimizi, polisimizi saymayan bu malum “medya” ve onların Sakarya’da ki uzantılarının yanında duracaksınız…

Kimse kusura bakmasın, devletimiz, Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, polisimiz, askerimiz sizin için bir şey ifade ediyorsa durduğunuz yerde “adam” gibi duracaksınız.

Bu malum “medyanın” genelde ve Sakarya’da ki uzantılarına net “tavır” sergileyip kendi bir takım çıkarlarınızı düşünmeyeceksiniz.

Aksi halde bunlara çeşitli adlar altında vereceğiniz her “kuruş” bu ülkeye kast eden zihniyete hizmet eder…

Netice itibariyle, bunlar “selam” verilecek “adam” değildir. Tabi bu durum “adamına” göre de değişir.

Kaldı ki, kendi çıkarlarını devletin, Cumhurbaşkanının, Başbakanın ve “şehitlerimizin” üzerinde görenlere lafım yok. Onları Allah’a havale ediyorum.

Ancak; bu değerleri her türlü menfaatin üzerinde tutup gözüküp, malum “medya”ile iş birliğine halen devam edenlere de, “herkes tarafını seçmeli” diyorum…