Sedat Peker, Kandıra F Tipi Cezaevi'nde, Avukatı Özge Yılmaz ile evlenmişti. Ancak düğün yapamayan Sedat Peker, İstanbul Ortaköy'de bulunan Esma Sultan Yalısı'nda düğün yaptı. Düğüne medya ve magazin dünyasından birçok isim katıldı. /MedyaDetay










Sedat Peker ayrıca kendi internet sitesinden şu açıklamalara yer verdi:

Kıymetli dostlarım,

Cezaevine girmiş olduğum 2004 yılının Ekim ayından kısa bir süre sonra eşim Özge PEKER’i, stajyer avukatken, yüz yüze tanıma fırsatım oldu(Daha öncesinde ise gıyaben tanışıyor,ortak dostlarımız vasıtası ile haberleşiyorduk.). Daha sonrasında avukat belgesini aldığında ise kendisi avukatlık mesleğini hiç yapmadı(Bazen düşünüyorumda hukuk okumasının, tek sebebi galiba cezaevinde beni tanıyabilmesi içindi.).

O dönemlerde hakkımda çocukların bile güleceği şeyler ile davalar açılıyor, akıl almaz haksızlıklara uğruyordum. Tahliye olacağıma ise en yakınlarım dahil hiç kimseler inanmıyordu(En son Anayasa Mahkemesinin kararıyla tahliye edildik.). Bir gün gazeteciler o zaman avukatım olarak ziyaretime gelen ancak henüz evlenmediğim eşimi arayarak, SEDAT PEKER’in avukatı olmak nasıl bir şey? Diye sormuşlar, haber yapmak için.

Zannediyorum ki eşimin henüz daha yeni avukat olması ve bayan olmasından dolayı benim kendisinde vekaletim olmasını merak etmişler. Eşimde 2006 tarihinde bu soruyu soran gazeteciye; SEDAT PEKER’in avukatı olmak bir şereftir, mealinde cevaplar vermiş.

Ertesi gün eşimin verdiği cevapları gazetede okuduğumda hayret etmiştim. Çünkü birçok konuma sahip arkadaşımız o zaman benim ismimi ağzına almaya çekinirken, avukat kimliğini eline daha yeni almış, 23-24 yaşında bir bayanın bunları söyleyebilmesi beni çok etkilemişti.

Zaten kısa bir süre sonrada evlendik. Gazeteciler Ergenekon davası sırasında kendisine eşinizin hakkında çok ağır cezalar isteniyor ya tahliye olamazsa? Diye sorduklarında eşim onlara gerekirse 100 sene de beklerim demişti (Bu cevapta o zamanki gazete ve televizyon haberlerinde yer almıştı.).

Kıymetli Dostlarım, cezaevinde nikahımız kıyılırken, sadece bir muhtar ve iki tane şahitimiz vardı.Eşim bana ne kadar hissettirmek istemesede takdir edersinizki bir bayan için çok üzüntü verici bir görüntüydü. O zaman eşime söz vermiştim. Bir gün tahliye olursam deniz kenarında bir düğün yapacağız ve sende çok güzel bir gelinlik giyeceksin (Her genç kız mutlaka bir gelinlik giymek ister.), demiştim.

YÜCE ALLAH’a şükürler olsun ki tahliye olduğum andan itibaren geçmişteki verdiğim sözleri hızlı bir şekilde gerçekleştirebilme imkanına sahip oldum. Cezaevinde çekildiğim fotoğrafları görmüş olanlar bilirler, odamın her yeri KABE’nin fotoğrafları ile doluydu. Önce her Müslümanın isteği olan Umre ziyaretimi yaparak cezaevindeki YÜCE ALLAH’a vermiş olduğum sözümü gerçekleştirebildim (İnşaallah bir gün Hac görevimi de yapacağım.).

Daha sonrasında ise saygı duyduğum dostlarımın, büyüklerimin, ALLAH dostlarının mezarlıklarını, türbelerini ziyaret ederek, ruhlarına dua edip, dostluk, kardeşlik görevimi şükürler olsunki yerine getirebildim.

Kıymetli Dostlarım, bugünde sıra eşime verdiğim sözü yerine getirmeye geldi. Deniz kenarında güzel bir gelinlikle yapacağımız düğüne (Gelinlik konusunda da sözümü yerine getirebilmeme yardımcı olan, bu konudaki özel yetenek Nur Yerlitaş dostuma çok teşekkür ederim.)

Sayıları azda olsa bazı insanlar beni şöyle eleştirmişler; Reis 44 yaşında şimdi ne gereği var ki böyle düğün yapmaya? Zaten resmi nikahıda 7-8 sene evvel yapmışlar diyorlarmış.

Kıymetli Dostlarım, ben bu dünyada düşmanlarıma verdiğim sözü bile tutmuş bir adamım. Kaldı ki hayat arkadaşlığı yaptığım sevgili eşime, verdiğim sözü tabi ki tutacağım (Onun için de bu düğünü zevkle yaptığımı bilmenizi isterim.)

İyi dilekleri ve hayır duaları ile güzel şeyler dileyen, tüm insanlara teşekkür ederken, diğer türlü hasetlik edenleri, fesatlık edenleri de YÜCE ALLAH’a havale ediyorum.

Kıymetli Dostlarım, Cumanızı kutluyor, bu mübarek günün kalbinizden geçen tüm güzellikleri size getirmesini YÜCE ALLAH’tan diliyorum.

BİR UMUTTUR YAŞAMAK

SEDAT PEKER