Âyet-i kerîmede buyuruldu ki: “Kadir Gecesi, bin aydan hayırlıdır.” Kur’ân-ı kerîm, Resûlullaha bu gece gelmeye başladı. Ramazan-ı şerîfin son 10 günü içinde ve tek gecelerinde aramalıdır. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:

“Allahü teâlâ indinde en kıymetli gece, Kadir Gecesi’dir.”

“Kadir Gecesi’nde bir defa, Kadir sûresini okumak, Kur’ân-ı kerîmi hatmetmekten daha sevaptır. Bu gece koyun sağma müddeti kadar namaz kılmak, ibâdet etmek, bir ay her geceyi ibâdetle geçirmekten daha kıymetlidir.”

“Kadir Gecesi’ni, inanarak ve sevabını bekleyerek ihyâ edenin, geçmiş bütün günahlarını Allahü teâlâ mağfiret eder.”

“İbâdet için en iyi gece Kadir Gecesi’dir. En korkunç gece de kabirde kalınan gecedir. En güzel gecede, en korkunç gece için amel edene müjdeler olsun!”

Atalarımız, “Her geleni Hızır, her geceyi Kadir bil!” demişlerdir. Ramazanın bütün geceleri ihyâ edilirse, Kadir Gecesi’ne rastlanılmış olur. Bu geceyi ihyâ için; kazâ namazı kılmalı, Kur’ân-ı kerîm okumalı, duâ ve tevbe etmeli, sadaka vermeli, Müslümanları sevindirmeli, bunların sevaplarını ölü diri bütün Müslümanlara göndermelidir. (www.turktakvim.com)

 

Affetmeyi seversin, beni de affet

 

Peygamber efendimizin Kadir gecesinde okunmasını tavsiye ettiği şu duayı bu gece çok okumalıdır: (Allahümme inneke afüvvün kerimün tühıbbül afve fa’fü anni.)

Allahü teâlâ bütün yarattıklarına karşı çok merhametlidir ve affetmeyi çok sever. Şartlarına uyarak yapılan tövbeleri kabul edeceğini bildirmiştir. Allahü teâlâ buyuruyor ki: (Eğer kulum, gökteki bulutlara kadar yükselecek günah işlese fakat benden ümidini kesmeyip, affını, mağfiret olunmasını dilese, onu affederim.)

Peygamber efendimiz eshab-ı kirama hitaben;

-Kul, bir günah işlediği zaman, bu günah amel defterine yazılır buyurur. Orada bulunanlardan birisi;

-Ya Resulallah, o kimse tövbe ederse ne olur? diye sorunca;

-Defterinden silinir buyururlar. O kimse;

-Tekrar günah işlerse ne olur diye sorunca;

-Tekrar yazılır buyururlar. Soruyu soran;

-Tekrar tövbe ederse ne olur diye sorunca da;

-Tekrar silinir cevabını verirler. Bunun üzerine o kimse;

-O günahın amel defterinden silinmesi ne zamana kadar devam eder? diye tekrar sorar. Bunun üzerine Resulullah efendimiz;

-O kimse, günahtan tamamen tövbe edip Allahü teâlâya yönelinceye kadar devam eder. Kul, istiğfardan usanmadıkça, Allahü teâlâ da mağfiret etmekten, affetmekten usanmaz buyururlar.

Bir Mecusi, İbrahim aleyhisselama misafir olmak ister. İbrahim aleyhisselam da;

-Seni misafir eder, ağırlarım ama Müslüman olman şartıyla cevabını verir. Mecusi, Müslüman olma şartını kabul etmez ve geri dönüp gider. Bunun üzerine Allahü teâlâ vahyederek; (Neden o mecusiyi misafir etmek için Müslüman olmasını şart koştun? Kullarıma yaptığım muameleye bakmadın mı? Yetmiş senedir bana iman etmediği halde, onun rızkını verdiğimi görmedin mi? Onu misafir etseydin hayırlı olurdu) buyurur. Bu emir üzerine İbrahim aleyhisselam, Mecusiyi bulur, evine getirir, misafir eder. Mecusi bu hâle hayret eder ve sebebini sorar. İbrahim aleyhisselam da cenab-ı Hakkın emrini bildirir. Bunları dinleyen Mecusi;

-Demek Allahü teâlâ benim hakkımda böyle emretti diyerek Müslüman olur.

Mutarrif bin Abdullah hazretleri, sık sık, Allahü teâlâya; “Allahım, bizden razı olmasan da, bizi affet. Çünkü efendi, kölesinden razı olmasa da onu affeder” diye yalvarırdı...

Netice olarak Allahü teâlâ, affedicidir ve affetmeyi sever. Şartlarına uygun olarak yapılan dua ve tövbeleri kabul eder ve günahları da affeder. Bunun için Allahü teâlâya yalvararak af dilemeli ve işlenen günahlardan da yüz çevirmelidir. Peygamber efendimizin Kadir gecesinde okunmasını tavsiye ettiği şu duayı çok okumalıdır: (Allahümme inneke afüvvün kerimün tühıbbül afve fa’fü anni.) Anlamı: [Ya Rabbi, sen affedicisin, kerimsin, affı seversin, beni de affeyle!] (www.osman-unlu.com