Yıllar önce Sakarya’ya yerleşen ve Erenler ilçesi Hacıoğlu Mahallesi'nde ikamet eden 57 yaşındaki Yusuf Terzi 17 Ağustos 1999 depreminde evini kaybetti. Kızılay’ın verdiği çadırda yaşayan ve maddi durumu iyi olmayan Terzi’nin elektriği yok. Gaz lambasıyla çadırını aydınlatan Terzi, yetkililerden banyosu ve tuvaleti olan prefabrik bir ev istiyor.

“İnsan gibi yaşamak istiyorum”
18 yıldır çadırda zor şartlar altında hayatını sürdüren 57 yaşındaki Yusuf Terzi, “Hanımı yıllar önce kanserden kaybettim. Biraz toparlandım. Peşinden 17 Ağustos 1999 depremi oldu. Depremden sonra evimi kaybettim ve toparlanamadım. Kızılay'a başvurdum ve onların yardımıyla bir çadırım oldu. Bu çadırda 18 yıldır hayata direniyorum ama hayatın sonuna geldiğimi düşünüyorum. Geçimimi kağıt toplayarak sağlıyorum. Sağlığım çok bozuldu. 3 aylığım vardı. Rapor çıkardım bayramdan önce. Bayramdan sonra başlayacak inşallah. Bu çadırda yaşıyorum. Banyom yok, tuvaletim yok. Bir insan için gereken hiçbir şey yok. Ben 5 vakit namazını kılmaya çalışan bir insanım. Yakınımızda bulunan camiye giderek bütün ihtiyaçlarımı karşılıyorum. Deprem olduktan sonra bir çok yetkili ile görüştüm. Herkes yumuşak yataktan kalktığı için dışarıda yatanın halinden anlamıyor. 50 senedir gurbetteyim. Emekli de olamadım. İnsan gibi yaşamak istiyorum. Sabahtan kalktığında insanın tuvaleti, banyosu bir düzeni olması lazım iken ben bu düzeni yıllardır kuramadım. Çünkü benim bir gelirim yok. Ben yetkililerden, annemin Budaklar mahallesindeki yerine banyosu, tuvaleti olan bir prefabrik istiyorum. Bir işte bulmaya çalışıyorum ve hayatın gerisini böyle idare ettiririm inşallah. Ben buraya geldiğimde yetkililere her şeyi anlatabilirim diye düşündüm ama kimse bu durumdan anlamadı. Ben gaz lambasıyla, bazı zaman mumla çadırı aydınlatmaya çalışıyorum. Burada çok zor durumdayım” diye konuştu.