Son günlerde Türkiye çok hareketli günler yaşıyor. Amerikan Konsolosluğu çalışanının “gözaltına” alınması ile başlayan gerginlik iyice tırmandı.

Bir başka Konsolosluk çalışanı daha “gözaltına” alınacağı haberleri ortalıkta dolaşırken Amerika “misilleme” olarak “vize” işlemlerini askıya aldığını duyurdu.

Bu karar üzerine Amerika Birleşik Devletlerine aynı üslup ile cevap veren Türkiye de “vize” işlemlerini durdurduğunu açıkladı…

Amerika Birleşik Devletleri ile “vize” restleşmesi sürerken Türkiye bu defa kendi güvenliği için önemli bir adım attı.

Türk Silahlı Kuvvetleri “Astana” sürecinde garantör ülkelerce mutabık kalınan “angajman” kuralları çerçevesinde Suriye’ye, “İdlip’e” girdi.

Tabi Türkiye’nin “İdlip’e” girdiği haberi resmi olarak açıklandığın andan itibaren de dünyanın gözü kulağı bu bölgeye çevrildi…

Her şeyden önce “Allah Türkiye’nin yar ve yardımcısı olsun.” Dünyanın bu kadar problemli coğrafyasında “dış politika” üretmek gerçekten zor!

Özellikle Irak’ın işgali ve Suriye’deki “iç savaşın” başlamasıyla bölgede, neredeyse dakika başı dengeler değişir oldu.

Dahası dost görünen ülkelerin biranda saf değiştirdiği bir ortamda kararlar alıp ve bu kararları da uygulamaya sokmak gerçekten çok zor…

Elbette burnumuzun dibinde Türkiye’yi tehdit eden birçok gelişme yaşanırken buna sessiz kalmamız mümkün değil.

Gerçi ülkedeki muhalefete ve içimizdeki bazı “mandıra filozoflarına” bakacak olursak “bizim ne işimiz var Irak ve Suriye’de?”

Onlara kalsa Türkiye olup biteni uzaktan seyredip, hiçbir şeye karışmadan oturduğu yerde oturmalı…

Allah’tan böylesi önemli bir süreçten geçtiğimiz bu günlerde bu zihniyet ülke yönetiminde değil!

Yoksa bunlara kalsa sınırlarımızın hemen dibinde çoktan bir “terör devleti” kurulmuş bizde öyle bakıyor olurduk.

Hatta kurulan bu “terör devletini” ilk tanıyan da bu zihniyet olur, Maazallah Türkiye içinden çıkılmaz bir hale düşerdi…

Kim ne derse desin; Türkiye eski Türkiye değildir. Hele Türkiye artık birilerinin “itip kaktığı” bir ülke asla değildir.

En önemlisi de, Türkiye daha düne kadar birilerinin “bizim çocuk” dediği bir ülke asla değildir!

Nitekim Türkiye bu gün dünyada ve özellikle de Orta Doğu’da “esas çocuk” rolünü üstlenmiştir. Kuşkusuz bunu da başaran Cumhurbaşkanı Erdoğan olmuştur…