Fitne, sözlükte, altın, gümüş gibi madenleri potada, ateşte eriterek, saf hale getirmek anlamına gelir.
Aşağıda bildirileceği gibi, fitnenin, ıstılahta birçok anlamı varsa da, daha çok bozgunculuk, bölücülük, isyan, ihtilal, fesat çıkarmak gibi anlamlara gelir.
 
Nitekim Abdülgani Nablusi hazretleri de, (Fitne, müslümanlar arasında bölücülük yapmak, onları sıkıntıya, zarara, günaha sokmak, insanları isyana kışkırtmaktır) buyuruyor. İmam-ı Birgivi ve Muhammed Hadimi hazretleri de fitneyi aynı şekilde tarif etmiştir.
Fitne çıkarmak ve pasiflik
Bazıları, Maide suresinin (Hazret-i Âdem’in oğlu Kabil, kardeşi Habile “Seni öldüreceğim" dediği zaman, Habil, “Sen beni öldürmek için elini uzatsan da, ben seni öldürmek için elimi sana uzatmam, çünkü ben Allah’tan korkarım” demiştir) mealindeki 27 ve 28. âyetlerinden dolayı Hazret-i Habili pasif ve korkak olarak vasıflandırıyorlar.
 
Halbuki Kur’an-ı kerimde, fitne kötülenmektedir. Birkaç âyet-i kerime meali şöyledir:
(Onlar öyle sapıklar ki, yeryüzünde fitne ve fesat çıkarırlar.) [Bekara 27]
 
(Onlara; "Yeryüzünde fitne fesat çıkarmayın" dendiği zaman, "Biz ancak ıslah edicileriz" derler.) [Bekara 11]
(Fitne çıkarmak adam öldürmekten daha kötüdür.) [Bekara 217]
(Kalblerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak için, âyetleri kendilerine göre yorumlar.) [Al-i imran 7]
(Onlar fitne çıkarmak için can atarlar.) [Nisa 91]
(Onlar yeryüzünde bozgunculuğa koşarlar; Allah ise bozguncuları sevmez.) [Maide 64]
(Fitneden sakının.) [Enfal 25]
(Yeryüzünde fitne fesat çıkaranlara lanet olsun.) [Rad 25]
Fitne, Müslümanlar arasında bölücülük yapmak, onları sıkıntıya, zarara, günaha sokmak, insanları isyana kışkırtmak demektir. (Hadika, Tarikat-ı Muhammediyye, Berika)
Hadis-i şeriflerde de buyuruluyor ki:
(Fitneden sakının! Söz ile çıkarılan fitne, kılıç ile çıkarılan fitne gibidir.) [İbni Mace]
(Olaylar, fitneler, zuhur edince, katil [öldüren] olmaktan kurtulup, maktul [öldürülen] olabilirsen ol!) [Ebu Nuaym]
(Fitneciler saldırdığı zaman, "Beni öldürmek için sen bana elini uzatırsan da, seni öldürmek için ben sana elimi uzatmam" diyen Âdem’in oğlu [Habil] gibi ol!) [Ebu Davud, Tirmizi]
(Fitne zamanı evinizden ayrılmayın! Âdem’in oğlu [Habil] gibi olun!) [Ebu Davud, Tirmizi]
(Kıyamet yaklaştıkça fitneler çoğalır. Böyle zamanlarda kenarda kalan, ileri atılandan, oturan ayakta olandan, ayakta olan, yürüyenden, yürüyen de, koşandan hayırlıdır, evinizde oturun, fitneye karışmayın!) [Ebu Davud]
(Fitne zamanında evinizde oturun, günahlarınıza tevbe edin, dilinizi tutun, kendi işinize bakın, başkalarının işine karışmayın!) [Nesai]
(Ne mutlu fitneye karışmayana ve fitneye maruz kalıp da sabredene!) [Ebu Davud]
Dinimizde fitne çıkarmak haramdır. Ehl-i sünnetin dört hak mezhebin dışında kalan mezhepsizler tarih boyunca fitne kaynakları olmuşlar, Müslümanları birbirlerine düşürmüşlerdir.
Fitne, sen zarar görmesen de, senin bir işinden, bir sözünden dinimizin ve Müslümanların zarar görmesidir. Fitne çıkarmak, düşman edinmektir. (Bugün İslam’ın vakarını, şerefini korumak için fitneden sakınmak vacibdir) buyuruluyor. En tesirli hizmet, en güzel örnek, yol tabelası gibi olmaktır. Sadece Ehl-i sünnet kitaplarını göstermek, tavsiye etmek ve dağıtmak büyük hizmet olur. Kötülükleri elle, zor kullanarak düzeltmek devletin, hükûmetin görevidir. Zorla düzeltmeye kalkışmak fitne olur.
Fitne çıkarmak, sadece elle, zor kullanarak olmaz, dille, basın yoluyla da fitne çıkarmak çok zararlıdır.
Sokakta, dışarıda fitne varsa, uzak durmalı. Basın yoluyla veya başka yollarla da fitne körüklenmemeli. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Fitneden selamette kalmak, evine kapanmakla mümkün olur.) [Deylemî]
Evinde de olsa, internetle, telefonla veya başka yolla fitneye sebep olacak söz ve işe sebep olmamalıdır. / www.dinimizislam.com