Geçen gece Sakarya Nehri Köprüsü üzerinde yine bir “intihar” vakası yaşandı. Bir görgü tanığının ifadesine göre bayanın biri köprüden atladı.İhbar üzerine Sakarya Köprüsü’nden atlayarak “intihar” ettiği söylenen bu bayanı arama çalışmaları başlatıldı. Anc

Geçen gece Sakarya Nehri Köprüsü üzerinde yine bir “intihar” vakası yaşandı. Bir görgü tanığının ifadesine göre bayanın biri köprüden atladı.

İhbar üzerine Sakarya Köprüsü’nden atlayarak “intihar” ettiği söylenen bu bayanı arama çalışmaları başlatıldı. Ancak henüz sonuç alınamadı.

Gerçi bu Sakarya Köprüsü’nde yaşanan ilk “intihar” vakası değil. Gerekli tedbirler alınmazsa, son olacağa da benzemiyor…

Son zamanlarda “intihar” olaylarının çokluğuna baktığımızda bizim Sakarya Köprüsü, İstanbul’daki Boğaziçi Köprüsünden daha “popüler” oldu.

Aklına “intiharı” koyan soluğu Sakarya Köprüsü’nde almaya başladı. Yakında ilimize “intihar seferleri” düzenlenmeye başlanırsa inanın hiç şaşırmam.

Zira yetkililer Boğaz Köprüsü’nde bir takım tedbirler aldı ve yaşanan “intihar” olaylarında da ciddi manada bir azalma oldu.

D-100 Karayolu üzerindeki Sakarya Köprüsü’nde ise tam tersi ciddi bir artış yaşanmaya başladı…

Geçtiğimiz günlerde “medyadetay.com” Editörü Sakarya Köprüsü üzerinde yaşanan “intihar” olaylarının engellenmesi adına alınması gereken tedbirleri yazdı.

Ben de bu konuya bir katkıda bulunmak adına bir iki öneri getirmek istiyorum. Zira iş artık “toplu intiharlara” kadar gideceğe benziyor.

Aslında Sakarya Köprüsü üzerinde alınması gereken tedbirler de öyle büyük bütçeler isteyen işler değil.

Çok basit bir uygulamayla Sakarya Köprüsü üzerinde yaşanan “intihar” olaylarında caydırıcı olunabilir.

Köprünün her iki yanındaki korkuluklara bir, bir buçuk metre yüksekliğinde “hasır tel” çekersin olur biter.

Yine köprünün her iki yanına aşağıya inilmeyi engelleyen “hasır tellerden” set yaparsın o alandan kimse Sakarya Nehri’ne inemez…

Elbette “intiharı” kafaya koymuş birini engellemek zor. Ancak alınan tedbirlerin bu tür olaylarda “caydırıcı” unsur taşıdığı da bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

Öyleyse insanların elini kolunu sallayarak “intihar” etmek için geldiği Sakarya Köprüsü’nde böylesine basit tedbirlerin alınması gerektiğini düşünüyorum.

Aksi halde Sakarya Köprüsü, kafasına “intihar” etmeyi koyanların “cazibe” merkezi olan bir mekân haline gelecektir.

Böyle giderse, bu düşünceye sahip insanlar Boğaz Köprüsü yerine işi garantiye almak adına Sakarya Köprüsü’ne gelmeye başlayacaktır.

Dolayısıyla Sakarya Köprüsü üzerinde yaşanan “intihar” olayları çığırından çıkmadan yetkililer gerekli tedbiri almalıdır.

Zaten yetkililerin bugüne kadar tedbir almak adına neden ve niçin beklediklerini de anlamış değilim.

Sakarya Köprüsü’nden “atlayan atlayana” ama kimsenin umurunda değil. Ne de olsa insan hayatı bu ülkede sudan ucuz…