Elektrikli süpürgelerin yaygınlaşmadığı zamanların en gözde mesleklerinden biri olan süpürgecilik, diğer el emeği mesleklerde olduğu gibi adeta can çekişiyor. Türkiye'nin önemli süpürge üretim merkezlerinden biri olan Sakarya'da ise az sayıda süpürgeci babalarından öğrendikleri yöntemle üretimlerini devam ettirirken gelişen teknolojiye direniyor. Adapazarı Zirai Aletler Sanayi Sitesinde süpürgeciler sitesi olarak tabir edilen minik tesislerde faaliyet gösteren süpürgeciler, bir yandan çırak bulmakta zorlanırken diğer yandan da teknolojiye direniyor.
Bin bir emekle yapılıyor
Süpürge otunun hasadı, temizlenmesi, kükürtle kurutulması, belirli bir boy haline getirilmesi, tek tek ayrılması, taslak haline getirilmesi, sapının yapılması ve dikiş atılması gibi birçok meşakkatli aşamadan geçen süpürgeler, ustaların dokunuşlarından sonra tam bir süpürge halini alarak ülkenin birçok kentine ve yurt dışına gönderiliyor.
Süpürgecilik mesleğinin eskiden iyi ve kazandıran bir meslek olduğunu söyleyen Sakarya Süpürgeciler Sitesi Başkanı Nuri Köseoğlu, gelişen teknolojiye yenik düştüklerini dile getirdi. Köseoğlu, “Eskiden revaçta olan mesleğimiz şu anda teknolojiye direnmeye çalışıyor. Biz istiyoruz teknolojiye rağmen evlerde bu süpürgeler kullanılsın, yerel yönetimler bizim ürettiğimiz ürünleri kullansın" dedi.
Eskiden Sakarya'da 800-900 esnafını bu işi yaptığını ancak şu anda 70 esnafın yaklaşık 300 çalışanla süpürge imal ettiğini söyleyen Köseoğlu, "Hammadde ile beraber süpürgenin tek fiyatı yaklaşık 17 liraya mal oluyor. Biz de 18-19 liraya toptan olarak satıyoruz. Pazarda ise tek olarak satış fiyatı 25 ile 30 lira arasında değişiyor" diye konuştu.
"Meslek unutulmaya yüz tuttu"
Meslekte son nesil olduklarını aktaran süpürge ustası Ali Güler, “Bu meslek unutulmaya yüz tuttu. Plastik çıktığından beri vatandaş bunu pek kullanmıyor. Ama bu plastikten daha iyidir çünkü organik bir üründür. Her taraf artık mermer ve fayans olunca bu süpürgeler kapı dışında kaldı. Bu meslekte en genç olan benim diyebilirim ve ben 52 yaşındayım. Kimse bu işi yapmak istemiyor. Bizler de olmasak bu meslek biter" dedi.
Teknolojiye direnmeye çalıştıklarını belirten Güler, “Doğduğumdan beri bu mesleğin içindeyim. Bu süpürgeyi Türkiye’nin kullanmadığı yer yoktu. Bin tezgah vardı. Şu anda 50-60 tezgah kaldı. Teknolojiye direnen el sanatı olarak tek meslek süpürgecilik kaldı. Biz de ne kadar dayanırız bilemiyorum. Çünkü bizim de artık direnecek gücümüz kalmadı” dedi.