Ulusal kanallarda birçok haber programı var…

Seyrediyoruz…

Tartışma programları var, takip ediyoruz…

Yerelde de hem muhalefet partisinin il temsilcileri ve milletvekilleri ile iktidar partisinin il temsilcisi ve milletvekillerini, belediye başkanlarını ve ayrıca TBMM’de milletvekili olmayan partilerin de il temsilcilerini basından takip ediyoruz…

İktidar partisinin icraatlarını beğendiğini söylemek yerine ‘Bunlar hırsız’ derler…

İktidar partisinin yaptığı yollar çok güzel oldu diyemez, onun yerine ‘Bunlar çaldı’ derler…

İktidar partisinin yaptığı hava alanları için kim bunu yaptıysa helal olsun demek yerine, iktidarı yine hırsızlıkla suçlarlar…

İktidar partisinin belediye başkanlarına ise hep ortakçı derler…

Daha neler, neler…

Siyaset bu ülkede hala bel altında yapma sanatı olduğunu düşünen muhalefet liderleri ve onların yerel temsilcileri var…

Yazık…

İftira atmayı ne kadar çok seven biri varsa, ya sakalı var, ya takkesi…

O yoksa beş vakit namazı var…

Yav arkadaş sen iftiranın ne kadar ağır bir günah olduğunu bilmez misin?

Belgen yok mu senin belgen…

Ne kadar kolay bir yöneticiye hırsız demek…

Belgen varsa savcıya gideceksin…

Yoksa susacaksın…

Kulaktan duymalarla insanlar yargılanmaz…

Hani bir zamanlar meşhur birileri mahkemelik olmuştu ve o birilerinden bir tanesi alenen mahkeme huzurunda rüşvetin belgesi mi olurmuş demişti…

Adalet de rüşvetin belgesi yoksa rüşvet de yoktur demişti…

Tanıdığımız bildiğimiz insanlar…

Siyasi hırsından dolayı çamur atmayı kendine şiar edinmiş birileri…

Yalpalaya yalpalaya siyaset yapıyor, ha düştü düşecek ama çamur atmaktan da geri durmuyor…

Uzun sözün kısası…

Bu ülkede siyaset yapacaksanız…

Elinizdeki belgeyle konuşacaksınız…

Projelerinizi ortaya koyacaksınız…

Millete güven vereceksiniz…

Öyle hamaset nutuklarıyla, cerbeze yapmakla siyaset yolunu yürüyemezsiniz…

Söz bumerang gibidir…

Yanlışı da doğrusu da gelir seni vurur…

Geçmişte vurduğu gibi…

Sağlıcakla kalın…