Olağan Meclis Toplantısına SATSO Meclis Başkanı Talip Kuriş, Yönetim Kurulu Başkanı A. Akgün Altuğ, Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları Cem Gün ile Yüksel Avşar, Yönetim Kurulu Üyeleri Erhan Fidan, Hüseyin Ür ve İbrahim Arabul SATSO Erol Öztürk Hacıeyüpoğlu Meclis Toplantı Salonundan iştirak ettiler.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Meclis Başkanı Talip Kuriş tam kapanma süreci ve Ermeni soykırımı ile ilgili de değerlendirmelerde bulunarak, “Alınan kararlar doğrultusunda yaklaşık 3 haftalık tam kapanma sürecini hep birlikte yaşayacağız. Öncelikle toplum sağlığı olmak üzere, kapalı işyerlerimizin de bir an önce açılabilmesi ve normal hayatımıza dönebilmemiz için herkesin söz konusu kısıtlamalara uymasını ve destek vermesini önemle rica ediyorum. ABD Başkanı Biden'in 1915 olaylarına ilişkin olarak politik bir söylemle yaptığı sözde 'soykırım' ifadesini büyük bir üzüntüyle karşılıyor, talihsiz bir açıklama olarak değerlendiriyor kesinlikle reddediyoruz. Ayrıca, tarihi gerçeklerden uzak bir niteleme ile ülkemizi ve milletimizi hedef alan bu temelsiz ve çirkin ithamları şiddetle kınıyoruz” dedi.

Yoklama ve gündem maddelerinin oylanmasının ardından 1183 no’lu Meclis oturumuna ait tutanak görüşülerek oy birliği ile kabul edildi. Mart ayı Kat’i Mizan ve ekleri ile Bütçe İzleme Raporu, Hesapları İnceleme Komisyonu Başkanı Vahap Gün’ün sunumunun ardından oylanarak, meclis üyeleri tarafından tasdik edildi.

Yönetim Kurulu’nun aylık faaliyetleri ve Oda çalışmaları hakkında bilgi vermek üzere söz alan SATSO Yönetim Kurulu Başkanı A. Akgün Altuğ dünya, ülke ve şehir gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu

Başkan Altuğ; “Yarından itibaren yaklaşık 17 gün sürecek bir tam kapanma sürecine geçiyoruz. Salgının kontrol altına alınması anlamında bu tür tedbirlerinin verimli olduğunu düşünüyoruz. Ancak aşılanma sürecinin de aynı şekilde hızlandırılması gerekiyor. Tam kapanma, ticari anlamda da bir kapanmayı beraberinde getiriyor. Biliyoruz ki; Türkiye'de hizmet sektörü ve tüccarlarımız pandemiden en fazla etkilenen kesimlerin başında geliyor. Bu zorlu süreçte, esnafımız kadar Ticaret ve Sanayi Odası üyesi ve çoğunluğu KOBİ olan işletmeler de büyük zarar gördü. Yaşanan süreç hem bugün, hem de ilerleyen dönemler açısından etkileri itibariyle oldukça sıkıntılı ve hatta önüne geçilmez maddi kayıplara neden olabilme ihtimalini taşıyor.

Salgın tedbirleri kapsamında iş yeri kapanan işletmeler için devletin kayıpları telafi edecek nitelikte bir çalışma yapacağına inanıyorum. Yıllardır verilen emeklerin salgın sürecine kurban edilmemesi gerekiyor. Bu ve benzeri işletmelerimizin salgından sonra da varlıklarını sürdürebilmeleri için desteklerin arttırılmasını, her sektöre özel bir paket hazırlanmasını ve kapsamlı olarak değerlendirilmesini talep ediyoruz.

Özellikle salgın tedbirlerinden etkilendiği için nakit akışı bozulan firmaların kredi anapara ve faiz ödemelerinin ertelenmesi ve ilave finansman desteği, vergi borçlarının yapılandırılması, vergisel ödevlerin yerine getirilmesi mümkün olmayacağından, mücbir sebep ilan edilmesi, faaliyeti durdurulan firmaların işletme giderlerinin, çek, senet, KDV, SGK ve benzeri resmi ödemelerinin ertelenmesi, güçlü bir koruma paketinin hayata geçirilmesi önem arz etmektedir.

Hükümetimiz bu tür konularda her zaman imkanları doğrultusunda iş dünyasının yanında oldu. Bu süreçte de mağduriyetin giderilmesi için gayret edeceklerinden şüphemiz yoktur. Yaşanan salgın sürecinin gölgesinde ilerleyen ekonominin çarkları herşeye rağmen dönmeye devam ediyor. Baktığımızda 12 Nisan’da açıklanan işgücü istatistiklerine göre işsizlik oranı 2021 yılı şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre 0,6 puan artarak %14,1 seviyesinde gerçekleşti. Söz konusu ayda istihdam edilenlerin sayısı 27 milyon 150 bin kişi, istihdam oranı ise yüzde 42,9 oldu. Bu rakamlarda özellikle istihdamı korumaya yönelik teşvik edici düzenlemelerin etkileri görülmektedir. Bu doğrultuda sürekli dile getirdiğimiz kısa çalışma ödeneğinin 30 Haziran’a kadar uzatılması iş dünyamıza bir nebze de olsa rahatlık sağlamış oldu.

İhracata baktığımızda hem ülke geneli hem de Sakarya adına memnuniyet verici rakamlarla karşılaşıyoruz. Sakarya'dan yılın ilk çeyreğinde 139 ülkeye yaklaşık 1,5 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Mart ayında bir önceki aya göre ihracatını yüzde 8,2 artırarak yükselişini sürdüren ilimiz, yılın ilk çeyreğinde ülke ihracatına yüzde 5,4 katkı sağladı. Ülke geneline de baktığımızda Mart ayı itibariyle, 18 milyar doları aşarak, yeni bir Cumhuriyet tarihi aylık ihracat rekoruna imza atan Türk ihracatçısı, hiç şüphesiz Mart ayı sanayi üretimine de ciddi bir artış getirmiş olacaktır.

Doku kültürü laboratuvarı
2018 yılında yönetim kurulu olarak seçildiğimizde, önceki yönetim tarafından projelendirilen ek hizmet binaları ve Sakarya tarımsal ürünler üretim mükemmeliyet merkezi çalışmalarının tamamlanmasına ağırlık verdik. Mevcut binamızın revizyon çalışmalarını tamamladık. Kalkınma ajansı desteği ile yapılan Doku Kültürü Laboratuvarı proje bütçesinin yüzde 44’ü SATSO bütçesinden, yüzde 56’sı marka tarafından karşılandı. Doku kültürü laboratuvarımızın işletilmesi için ihale sürecine hazırlanıyoruz. İhale sonucunda, laboratuvarın işletme hakkı uzman bir firmaya ihale edilecek. Odamız ve kalkınma ajansı işbirliği ile bir ihale şartnamesi hazırlandı. Bu ihale kalkınma ajansına bağlı 5 ildeki oda ve borsa üyesi firmalara da açık olacak. 

Hammadde sıkıntısı
İç pazardaki ham madde temininde yaşanan sıkıntılar, katma değerli ürünlerin üretilmesi sürecine olumsuz yönde etki ediyor. Sektörde faaliyet gösteren üyelerimizden gelen geri dönüşlerde özellikle mobilya sektöründe sunta ve MDF başta olmak üzere, plastik sektöründe kauçuk tozu, elektrik-elektromekanik, demir-çelik, otomotiv ve tarım gibi sektörlerde yaşanan hammadde sorunu beraberinde birçok sektörü de olumsuz etkilemektedir. Meclis toplantılarımız, müşterek meslek komiteleri toplantılarımız, komite-komisyon ve kurul başkanları toplantılarımızda sizlerin sıklıkla dile getirdiği hammadde sorununu basın aracılığı ile gündeme getirerek, ilgili kurum ve kuruluşlara aktararak çözümü noktasında da çalışmalar yürütüyoruz.

Talepler
Odamıza zaman zaman gelen ve önemli olduğunu düşündüğümüz birkaç konuya değinmek istiyoruz. Büyükşehir Yasası nedeni ile mahalle statüsüne dönüştürülen köylerimizde hayvancılık tesisi kurmak isteyen yatırımcılar ilimizi tercih etmiyor. Özellikle karşılaştıkları fazlaca prosedür nedeni ile il özel idarelerinin olduğu Bolu veya Bilecik gibi illerimizde yatırım yapmaya eğilim gösteriyor. Sakarya tarımında, bitkisel üretim, hayvancılık üretiminden ayrı düşünülemez. Bu nedenle işletmelerimizin ekonomik bir işletme olabilmesi için hayvancılık ve bitkisel üretim birlikte olmalıdır. Bu konularda gerekli kolaylaştırıcı yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Ayrıca arazi toplulaştırması konusuna da ağırlık verilmesi gerektiğini düşünüyorum”