Koronavirüs yaklaşık bir yıldan fazladır yakamızı bırakmıyor…

Sadece bizde değil…

Tüm dünyayı kasıp kavuruyor…

Ülkelerin bazıları aşılama işlemini bitirdi ve normal hayata döndüler…

Lakin…

Bu ülkelerin kimilerinde yeniden COVİD-19 baş göstermeye başladı…

Tedbir amaçlı…

Normal hayata dönülen ülkeler kısıtlama yöntemlerini eskisine nazaran gevşek olarak uygulamaya başladı…

Koronavirüs ciddiye alındıkça ülke insanlarında ruhsal problemler çıkmaya başladı…

Çocuklarda farklı bir ruhsal anlayış gelişti…

Yetişkinlerinde ise gelecek kaygısı başladı…

Yaşamdan tat alamama gibi…

Çocuklarda ise eğitim kaygısı ve dışarıda rahat dolaşım endişesi…

Aileleri ise çocuklarının aydınlık günler göremeyeceği korkusu sardı…

Anlayacağınız…

Kafalar dağınık…

Biryandan hastalık korkusu…

Diğer yandan kayıp giden zaman…

Uzaktan eğitime alışkanlık sağlandı…

Zira öğrenciyi hem beyinsel ve hem de fiziksel olarak bu eğitim tembelliğe alıştırdı…

Özellikle bu pandemi döneminde eğitim çağında olanlardan gelecekte çalışkanlık anlamında çok şey beklemek doğru olmasa gerek…

Çalışalar için de aynı şey geçerli…

Üretim sektörü eskisi gibi tam kapasite çalışma ile fazla mal çıkartma alışkanlığında zorlanacaktır…

Yaşlılarda ruhsal sıkıntılar baş göstermeye başladı…

Evde kapalı kalan belirli yaş grubu yaşamdan zevk alamadığını belirtiyor…

Ayrıca ölüm korkusu ile yaşamak ruhsal çöküntüyü artırıyor…

Bilemiyorum…

Lakin…

Sosyolojik açıdan pandemi sürecinin insanların üzerinde bıraktığı etki enine boyuna araştırılmalı…

Mutlaka da araştıran bilim adamları ve bilim adamı olmaya adaylar vardır…

Uzun lafın kısası…

Koronavirüs insanlarda ruhsal bir çöküntü oluşturdu…

Umarım bu pandemi belası bittiğinde ruhsal çöküntü yaşayanların önü alınır…

Zira, toplumsal ruh çöküntüsü hiçbir virüse benzemez…

Sağlıcakla kalın…