Mehmet Kaplan, milliyetçiliği anlatırken “Bir milletten olmak başka milliyetçi olmak başka şeydir. Bir milletten olmak tabii bir hadise, milliyetçi olmak ise kültür, şuur ve irade meselesidir” diyor.Mehmet Kaplan’a göre, milliyetçi olmak için o milletten

Mehmet Kaplan, milliyetçiliği anlatırken “Bir milletten olmak başka milliyetçi olmak başka şeydir. Bir milletten olmak tabii bir hadise, milliyetçi olmak ise kültür, şuur ve irade meselesidir” diyor.

Mehmet Kaplan’a göre, milliyetçi olmak için o milletten olmak şart fakat kafi değildir. Milliyetçi mensup olduğu milleti tanıyan seven ve onu yükseltmeğe çalışan insandır. Yalnız kendi işi gücü ile uğraşan bir tüccar, bir mühendis, bir doktor milliyetçi değil sadece o millettendir. Kaplan, milliyetçiliği anlatırken “bir milletten olmak başka, milliyetçi olmak başka şeydir” görüşünü savunuyor. İnsan, milletinin mazisini, halini tanıdığı, istikbalini düşündüğü ve milletinin ızdıraplarını kalbinde duyduğu nisbette milliyetçi olur. Etrafımızda fazla milliyetçi, gerçek milliyetçi görmüyorsak bunun sebebini kültür, terbiye ve ruh olgunluğu noksanında aramalıyız. Ben milliyetçiyim diyen herkes milliyetçi değildir.

Kaplan,  milliyetçi olmak için milletinin tarihini, coğrafyasını tanımak, sevmek ve millet uğruna çalışmak gerektiğini belirtiyor. Çünkü, milliyetçi herşeyden önce milletinin mes’ut olmasını ve yükselmesini ister. O’na göre hakiki milliyetçi, toplantılarda, mitinglerde, hitabet kürsüsünde değil günlük hayatında, şahsi münasebetlerinde meslek çalışmalarında milliyetçi olan insandır.

Hakiki milliyetçilerin sürekli kendini yenilemesi, dünyadaki gelişmeleri iyi takip etmesi gerektiğini anlatan Kaplan, “Türkiye bir asır öncesine değil on yıl öncesine bile benzemez. Evvelce içtimai hiçbir rolü olmayan köylü bugün rey sahibidir. Siyasi hayatta müessir bir kuvvet haline gelmiştir. Buna küçük bir değişiklik gözüyle bakılamaz. Daha buna benzer nice değişmeler mevcuttur. Hasılı Türkiye’nin bugünkü meseleleri dünkünden çok ayrıdır.”

Kaplan, milliyetçiliği dünü ve bugünü ile incelerken sözlerine şöyle devam ediyor: “Türk milliyetçisinin bütün dikkatini bugünkü hadiseler üzerine çevirmesi, onları anlaması ve seyirci mevkiinde kalmayarak müdahale etmesi lâzım gelir. Aksi takdirde millet bizim istediğimiz şekli değil başkalarının verdiği şekli alır.”

 

Milliyetçi sürekli kendini yenileyen, araştıran, inceleyen, ülke ve milleti ile ilgili meselelere kafa yoran bir insandır. Milliyetçi aynı zamanda dindardır. Büyük Türk milliyetçilerinin hemen hepsinin düşünce sistemlerinde dine ön planda yer verdiklerini anlatan Kaplan, sözlerini şöyle tamamlıyor: “Namık Kemal, şahsiyetinde garplı düşüncelerle İslâmlığı meczetmişti. Onun vatan, tarih, kültür, insan ve hürriyet anlayışında din hakimdir. Abdülhak Hamid’in bütün eserlerine dinin aydınlığı karışır. Gökalp, Türkleşmek ve Muasırlaşmak prensipleri ile İslâmlaşmak’ı birleştirir. Mehmet Akif’in kainat ve cemiyet görüşü dindir. Yahya Kemal’in tarihi şiirlerinde din duygusunun yeri büyüktür.”