Sual: Kur’an-ı kerim için Peygamberimizin sözü yani insan sözü diyenler oluyor. Böyle söyleyenlere nasıl cevap vermelidir?
Cevap: Kur’an-ı kerim, nazm-ı ilahidir. Nazım lügatte, incileri ipliğe dizmeye denir. Kelimeleri de inci gibi yan yana dizmeye nazım denilmiştir. Şiirler birer nazımdır. Kur’an-ı kerimin kelimeleri Arabîdir. Fakat bu kelimeleri yan yana dizen Allahü teâlâdır. Bu kelimeler insan dizisi değildir. Muhammed aleyhisselam, Allahü teâlâ tarafından mübarek kalbine bildirilen şeyleri, Arapça olarak anlatırsa, bu Kur’an-ı kerim olmaz, bunlara Hadis-i kudsi denir. Kur’an-ı kerimdeki Arabî kelimeler, Allahü teâlâ tarafından dizilmiş olarak, âyetler hâlinde gelmiştir. Cebrail aleyhisselam bu âyetleri, bu kelimelerle ve bu harflerle okumuş, Muhammed aleyhisselam da mübarek kulakları ile işiterek ezberlemiş ve hemen Eshabına okumuştur. Allahü teâlâ Kur’an-ı kerimi Kureyş kabilesinin dili ile gönderdi. Redd-ül-muhtar’da buyuruluyor ki:
“Feth-ul-kadir kitabında da denildiği gibi, Allahü teâlâ Kur’an-ı kerimi harf ve kelime olarak gönderdi. Bu harfler mahlûktur. Bu harf ve kelimelerin manası, kelâm-ı ilahiyi taşımaktadır. Bu harflere, kelimelere Kur'an denir. Kelâm-ı ilahiyi gösteren manalar da Kur'andır. Bu kelâm-ı ilahi olan Kur'an mahlûk, yaratılmış değildir. Allahü teâlânın başka sıfatları gibi ezeli ve ebedidir.”
Kur’an-ı kerim, Kadir gecesinde inmeye başlamış ve hepsinin inmesi yirmi üç sene sürmüştür. Tevrat, İncil ve bütün kitaplar ise, hepsi birden bir defada inmişti. Hepsi de insan sözüne benziyordu ve lafızları mucize değildi. Onun için çabuk bozuldu, değiştirildiler. Kur’an-ı kerim ise, Muhammed aleyhisselamın mucizelerinin en büyüğüdür ve insan sözüne benzememektedir.