Geçen hafta oturduğumuz sitede ilginç “koronavirüs” vakası yaşandı.

Genç bir bayan Kurban Bayramı tatili nedeniyle gittiği Marmaris’ten döndüğünde Marmaris anılarını anlatmak üzere arkadaşlarıyla birlikte toplanmışlar.

Aradan iki gün geçince arkadaşlarına Marmaris anılarını anlatan bayanda “tat” ve “koku” alma duygusu kaybolmuş.

Tabi bunun üzerine hastaneye gidip “koronavirüs” testi yaptırınca sonuç maalesef “pozitif” çıkmış.

Haliyle bu bayanın Marmaris anılarını dinleyen gençlerin bazılarında da “koronavirüs” testi beklendiği gibi “pozitif” çıktı.

Sonuç, şu anda sitede bazı evler “karantinaya” alındı…!

***

İster mesleğimiz icabı deyin isterse merak deyin.

“Koronavirüsü” Marmaris’ten siteye taşıyan arkadaşın “aşılarını” olup olmadığını sordum.

Aldığım bilgi “aşısını” yaptırdığı yönünde oldu.

Öte yandan Marmaris anılarını dinleyen ve “koronavirüse” yakalananların da “aşı” olup olmadığını araştırdım.

Ne yazık ki onlar da “koronavirüs” ile ilgili aşılarını olmuşlar.

Şimdi bu arkadaşlar aileleriyle birlikte evlerinde “karantinada” bulunuyorlar.

Anlayacağınız bir Marmaris hatıralarını dinlemek hem kendilerinin hem de ailelerinin başını yaktı…!

***

Diyeceğim o ki;

Bu “aşı” olanlar “koronavirüs” tedbirlerine uymakta iyice “ipe un serdi.”

Zannımca;

- Biz nasıl olsa “aşı” olduk.

- Bundan sonra artık “koronavirüse” yakalanmayız.

- Dolayısıyla tedbir-medbir almaya da gerek yok.

Diye düşünüyorlar…!

***

Daha önce de defalarca yazdım.

Tekrar etmekte de fayda var.

Bugün “koronavirüs” vakalarında bu kadar artış varsa bunun en büyük müsebbibi “aşı” olanlardır.

Zira o kadar sorumsuzca davranıyorlar ki;

“Koronavirüs” vakalarının artmaması mümkün değil…!

***

Bugün “aşı” olmayanlar ile ilgili bir takım “kısıtlamaların” gelmesi konuşuluyor ya.

Hangi tedbiri alırsanız alın.

Nasıl bir kısıtlama uygularsanız uygulayın.

“Aşı” olanlar bu kadar “rahat” olup “rehavete” kapıldıkça bu salgın dalgası bitmez.

Tam tersi dalga karşımıza “tsunami” olarak çıkar.

Kapanmalar bitmez.

Kısıtlamalar geri gelir…!

***

Mesela;

Yakında “Süper Lig” başta olmak üzere bütün futbol karşılaşmaları başlayacak.

Diyelim ki;

Statlara sadece “aşı” olanlar girebilecek.

“Aşı” olmayanlar statlara alınmayacak.

İyi güzel de.

Siz “aşı” olan birinin o gün stada girdiğinde “koronavirüs” taşıyıcısı olup olmadığını nasıl anlayacaksınız?

- “Aşı” oldun mu?

- Gir içeri.

Sonra?

Maazallah “aşı” olmasına rağmen “koronavirüs” taşıyan biri stada girdi mi “yandı gülüm keten helva.”

İnanın o stattan sadece ve sadece “koronavirüs” galip çıkar…!

***

Netice itibariyle;

“Aşı” olalım mı?

Hadi olalım.

Ancak “koronavirüs” tedbirlerini de unutmayalım.

Öte yandan da “aşı” olmayanları da “günah keçisi” yapmayalım.

Nitekim “aşı” olmayanlar, olanlara oranla kendini “koronavirüse” karşı daha fazla koruyor.

“Aşı” yaptırmayanlar halen “maskelerini” atmadıkları gibi “mesafe” ve “temizlik” kurallarına da “aşı” olanlardan daha çok dikkat ediyor.

Yani “aşı” olanlar gibi “tedbiri” elden bırakmıyor…!

***

Uzun lafın kısası;

“Aşı” olmak “koronavirüs” ile ilgili alınan “tedbirlerin” en önemlisi olabilir.

Ancak tek başına da yeterli değildir.

Şayet “maske” başta olmak üzere “mesafe” ve “temizlik” kurallarını hiçe sayarsak istediğimiz kadar “aşı” olalım başımız “beladan” kurtulamaz.

Örnek bizim site.

“Aşısını” yaptırmış bir kişinin yüzünden “aşılı” veya “aşısız” herkes tedirgin oldu…!