Önceki gün Ankara Kurtuluş’ta bir markette çalışan Gülseren isimli genç kız, tam 44 yerinden delik deşik edildi.

İlk bıçak darbesi ile yere yığılan Gülseren’den intikam almak için bu kadarcık bir kesik yeterli değildi. Katil zanlısı eski sevgili, salvolarına aralıksız devam ediyordu. Kin, nefret ve öfke gölgesinde; ikinci darbe, beşinci darbe, onuncu darbe yetmedi yirminci darbe! Kanlar içinde kalan genç kız artık acı içinde bile kıvranamıyordu.

Ama cani ruhlu adam bir türlü durmuyordu.

Yirmibeşinci darbe, otuzuncu darbe, kırkıncı  darbe  ve son olarak kırkdördüncü darbe…

Bir dakika önce nefes alan, arkadaşları ile reyon arasında ayak üstü sohbet eden, anacığı ile telefonda konuşan, geleceğini planlayan Gülseren’in gül yüzü solmuştu. Yaşam hakkı, kuru bir kıskançlık uğruna elinden alınmıştı.

Ah Gülseren ah!

Birazdan polisler gelecek, sarı şerit içinde fotoğrafların çekilecek, ailene haber verilecek, kanlar içindeki cesedin morga kaldırılacak, sabah tabutunun üzerine gelinlik ya da yemeni serilecek ve gözyaşları arasında toprağa verilecektin.

Ah Gülseren ah!

Ajansların senin ölümünü “Bir kadın cinayeti daha!”diye duyurmasının ardından; birkaç kadın derneği işyerinin önünde erkekleri protesto edecek, TV kanalları;“44 yerinden bıçaklandı. Az sonra”diye reytinglerini yükseltecek, hükümetin bıyıklı yetkilileri”Kadın cinayetlerinin durdurulması için çalışmalar yapılıyor” diye  bir iki kelam edecek, kadın yetkililer seni hiç mi hiç görmeyecekti!

Kadın hakları raflara kalkacak, iyi hal indirimleri kravatlarda aranacak, önlenemeyen bireysel silahlanma sokaklarda kadınların canını alacak,  hükümet ise çözümü sadece ”Uzaklaştırma” yasasında bulacaktı.

Ah Gülseren, ah Ayşegül, ah Gülçin, ah Özlem, ah Sebiha, Ah Maviş!!!

Bir zamanlar hayatınızda olan, değer verdiğiniz adamlar sizi maalesef öldüresiye sevmiş.

Ayrılmak istedin diye, sevmekten vazgeçtin diye,işe girdin diye, telefonları açmadın diye senden nefret etmiş.

Töre diye, berdel diye, evlenmek istemedin diye cezanı kesmiş.

Ailene gittin diye, açık giyindin diye, kahkaha attın diye, güzel yemek yapmadın diye, saçının rengini değiştirdin diye ya da  gözünün üstünde kaşın var diye ömrüne ömür biçmiş.

Bir zamanlar hayatınızda olan, değer verdiğiniz adamlar sizi maalesef ki öldüresiye sevmiş.

Ruhunuz şad olsun…