Cahillerin orucu, yemezler, içmezler ve cima etmezler. Ama, başka masiyeti işlerler. Âlimler orucu, bunlar başka masiyeti de işlemezler. Enbiya ve Evliya orucunda, şüpheli olan her şeyden kaçarlar.
Oruç tutanların bayramı, üç nevdir: Cahiller bayramı, âlimler bayramı, Enbiya ve Evliya bayramı. Cahiller bayramı, akşam olduğunda iftar ederler. Ve istediklerini yerler, içerler ve bizim bayramımız budur derler. 
Âlimler bayramı, akşam olduğunda iftar ederler. Eğer, Allahü azîm-üş-şân tuttuğumuz oruçtan razı olduysa, bizim bayramımız budur derler. Eğer razı olmadı ise, bizim hâlimiz nice olur, diye tefekkür ederler. 
Ama Enbiya ve Evliya bayramı, rü’yetullahdır. Onlar Allahü azîm-üş-şânın rızasına müştaktırlar.
Ve dahi, cümle müminlerin bayramı beş nevdir:
Birinci odur ki, bir müminin sol yanındaki melek, kötü amel olarak yazmaya bir şey bulamazsa.
İkinci, sekerât-ül-mevtde, müjdeci melekleri gelip, merhaba ya mümin! Sen Cennetliksin diyerek müjde ederlerse.
Üçüncü, kabre vardığında, kabrini Cennet bahçelerinden bir bahçe bulursa.
Dördüncü, kıyamet gününde, Arş-ür-rahman altında, Enbiya ve Evliya ve ulema ve suleha ile birlikte gölgelenir ise.
Beşinci, kıldan ince ve kılıçtan keskin ve gecenin karanlığından daha karanlık, bin yıl iniş, bin yıl yokuş, bin yıl düz olan sırat köprüsü üzerinde, yedi yerde olan suale cevap verir geçerse. Eğer veremezse, her birinde, bin yıl azab olunur. O yedi sual: Evvelki, imandan. İkinci, namazdan. Üçüncü, oruçtan. Dördüncü, hacdan. Beşinci, zekâttan. Altıncı, kul hakkından. Yedinci, gusülden ve istincadan ve abdestten. (İslâm Âhlâkı s. 301)