MEB-DER Genel Başkanı Ali Akıllı projenin Erenler etabında, kadına şiddet, öncü kadınlar, anne, birey olarak kadın, kadınların demokrasiye katkısı ve aile içi iletişim konularında eğitimlerin olacağını ifade etti.
MEB-DER Genel Başkanı Ali Akıllı; "Yeşiltepe ve Ali Dilmen Ortaokulları’nda seminerlerimizi verdik. Kasım ayı sonuna kadar Erenler İmam Hatip Ortaokulu ve Alancuma Ortaokulu ile Erenler Anadolu İmam Hatip Lisesi ve Figen Sakallıoğlu Anadolu Lisesinde öğrencilere yönelik toplumsal bilinç ve farkındalık oluşturmaya dönük eğitimlerimiz devam edecek" dedi.
Ali Akıllı bu projenin önemli olduğunu vurgulayarak; "Kadına yönelik şiddet en yaygın insan hakları ihlalidir. Aynı zamanda suça eğilimi artırır ve sosyal ekonomik kalkınmaya engeldir. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasındaki en temel engellerden biridir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının verilerine göre her 5 kadından 2 si şiddet görüyor ve her 2 kadından birisi duygusal şiddet yaşamaktadır. Sadece kadınlar değil, şiddet ortamında büyüyen çocuklar da zarar görüyor. Çözüm bulamadıkları için çaresizlik ve suçluluk duygularına boğuluyorlar. Hem şiddete şahit oluyorlar hem de her an maruz kalma tehditlerini yaşıyorlar. Bu ortamlarda büyüyen çocuklarda hırsızlık, okuldan kaçma gibi davranış bozuklukları görülebildiği gibi ihmal ve istismara da maruz kalabiliyorlar. Sonuç olarak kadına yönelik şiddeti bir kadın problemi olarak değil toplumsal bir sorun olarak görüyoruz. Sosyal sorumluluk çerçevesinde yaptığımız işin ve yürüttüğümüz projenin önemini biliyoruz" diye ifade etti.
MEB-DER Genel Başkanı Ali Akıllı; "Yeşiltepe ve Ali Dilmen Ortaokulları’nda seminerlerimizi verdik. Kasım ayı sonuna kadar Erenler İmam Hatip Ortaokulu ve Alancuma Ortaokulu ile Erenler Anadolu İmam Hatip Lisesi ve Figen Sakallıoğlu Anadolu Lisesinde öğrencilere yönelik toplumsal bilinç ve farkındalık oluşturmaya dönük eğitimlerimiz devam edecek" dedi.
Ali Akıllı bu projenin önemli olduğunu vurgulayarak; "Kadına yönelik şiddet en yaygın insan hakları ihlalidir. Aynı zamanda suça eğilimi artırır ve sosyal ekonomik kalkınmaya engeldir. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasındaki en temel engellerden biridir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının verilerine göre her 5 kadından 2 si şiddet görüyor ve her 2 kadından birisi duygusal şiddet yaşamaktadır. Sadece kadınlar değil, şiddet ortamında büyüyen çocuklar da zarar görüyor. Çözüm bulamadıkları için çaresizlik ve suçluluk duygularına boğuluyorlar. Hem şiddete şahit oluyorlar hem de her an maruz kalma tehditlerini yaşıyorlar. Bu ortamlarda büyüyen çocuklarda hırsızlık, okuldan kaçma gibi davranış bozuklukları görülebildiği gibi ihmal ve istismara da maruz kalabiliyorlar. Sonuç olarak kadına yönelik şiddeti bir kadın problemi olarak değil toplumsal bir sorun olarak görüyoruz. Sosyal sorumluluk çerçevesinde yaptığımız işin ve yürüttüğümüz projenin önemini biliyoruz" diye ifade etti.
Proje eğitmeni Hatice Yılmaz, şiddet ortamında yetişen erkek çocukların agresif ve şiddete meyilli , kızların ise çekingen ve pasif yetiştiklerini, çocuk suçluluğu açısından risk grubunda olduğunu belirterek , kadına yönelik şiddetin sadece ülkemizde değil maalesef tüm dünyada ciddi bir problem olduğunu vurguladı. Eğitimlerde öğrencilerin son derece ilgili olduklarının da gözlemlendiğini belirten Yılmaz, bu durum bizim projeye olan inancımızı pekiştiriyor dedi.
