Fındık-Sen’in toplantısına, muhtarlar, Ziraat Odası yöneticileri ile delegeler ve fındık üreticileri katıldı.

Kocaali Ziraat Odası Başkanı Tamer Tunca yaptığı konuşmada, “Üreticilerimizle birlikte, üreticilerimizin yararına olacak tüm girişimlerin destekçisi olacağız.
Bu anlamda Kocaali Ziraat Odasında böyle bir toplantı organize edildi” dedi.

Fındık Üreticileri Sendikasının da dâhil olduğu üst sendika olan Çiftçi Sen sendikası Başkanı Abdullah Aysu da toplantıda bir konuşma yaptı. Aysu, “Örgütlenerek haklarımızı koruyabiliriz. O nedenle 2004 yılından günümüze kadar örgütlenmemiz için çalışmalar yapmaktayız. Bu çalışmalara engel olabilmek için Tarım Bakanlığı başta olmak üzere ülkede bazı kurum ve kuruluşlar mahkeme sürecinde sendika kurma hakkımıza karşı durdular. Bugün bu konuları aştık. Ve örgütlenme çalışmalarını gerçekleştiriyoruz. 2017 yılında fındık üreticileri örgütsüz olduğu için başına neler geldiğini hep beraber gördük. Yıllardır fındık şirketlerine/tekellerine mahkum ediliyoruz. Bu gidişe bir dur demek zorundayız. Fındık üreticileri olarak bir çıkış yolu arıyoruz. Tabandan, katılımcı ve demokratik; güven veren bir sendikal model geliştirmek için çabalıyoruz.  Bu amaçla, 2004 yılında üreticiler olarak Fındık Üreticileri Sendikası (Fındık-SEN) altında bir araya geldik. 2011 yılında Yargıtay "çiftçiler sendika kurabilir" kararı verdi. Yerel mahkeme onay verdi. Dolayısıyla, çiftçiler sendika kurabilir. Ancak, çiftçi sendikaları hakkında iç hukuk düzenlemesi yapılmadığı için görev tanımı tam olarak belirgin değildir. Mecliste iç hukuk düzenlemesinin yapılması için mücadelemiz sürüyor. Fındık üreticileri olarak, sosyal ve demokratik haklarımızı ve çıkarlarımızı savunacak sendikal örgütlenme içinde birleşmeliyiz” dedi.

Fındık piyasasının çok uluslu tekellerin egemenliği altında olduğunu ifade eden  Başkan Abdullah Aysu, “Mevcut tarım politikaları biz üreticileri desteklemiyor, şirketlerin lehine çalışıyor. Dağınık ve örgütsüz olduğumuz için, fındık şirketleri karşısında güçsüzüz. Fındık sektörünün temeli olan fındık üreticileri, fındık sektöründe haklara sahip değil. Fındık politikaları, çiftçiliğe devam etmemizi engelliyor. Toprağından, bahçesinden, köyünden kopan fındık üreticileri, kentlere göç etmeye, mevcut yaşamından vazgeçmeye zorlanıyor” diye konuştu.



Sendikanın ise yurttaşların sosyal ve demokratik haklarını savunduğuna dikkat çeken Aysu, “Sendika, birlik demektir. Haklarımızı korumak ve yeni haklar üretmek amacıyla, sendikal örgütlenme altında bir araya gelmek, bütün yurttaşlar gibi biz çiftçilerin de demokratik hakkıdır. Peki, bir araya gelerek ne yapabiliriz? Fındık fiyatlarının belirlenmesi konusunda söz hakkı kazanabiliriz Ekonomik, demokratik ve sosyal haklarımızı koruyacak ve geliştirecek politikalar geliştirebiliriz. Daha bütünlüklü bir fındık ve tarım politikası talep edebiliriz, bu politikaların hayata geçmesi için demokratik haklarımızı kullanabiliriz. Çiftçiler lehine, ortak bir akıl, ortak mücadele alışkanlıkları geliştirebiliriz, Ekonomik örgütlerimiz olan kooperatiflerin, meslek örgütlerimiz olan odaların daha demokratik yapılar haline gelmesi için ortak bir mücadele geliştirebiliriz” dedi.



2017 Fındık Fiyatları
TMO’nun sezon başında 15 TL’den 8 TL’ye düşen fındık fiyatlarını 10TL olarak açıkladığını da kaydeden Aysu, “TMO, Aralık sonuna kadar yaklaşık 140 bin ton fındık aldığını duyurdu. Hem alım kapasitesi hem alım sistemi ile fındık fiyatlarını arttırmak amaçlı değil, 10 TL bandında tutmak amaçlı bir pozisyon izlediği söylenebilir. Fındık-SEN, 2017 değerlendirmesinde fındık fiyatlarının 15 TL olarak açıklanması gerektiğin ifade etmiş, kamuoyunda bu talep de bir karşılık bulmuştu” diye konuştu.