Dün “Nineler Günü” kutlandı.

Aslında pek de kutlandı denmez.

Zira diğer birçok “uyduruk” günün aksine “nineler günü” pek itibar görmedi.

Eften püften;

Hatta birçok “uyduruk günde” kutlama mesajları yayınlayıp “janjanlı” paylaşım yapanları “sosyal medyada” görmedik.

Dahası günler öncesinden TV ekranlarında “hediye” reklamı yarışına giren firmalara da rastlamadık.

Anlayacağınız “nineler günü” kimsenin umurunda olmadı.

Maalesef “ninelere” ve “dedelere” verdiğimiz değer bu…!

***

Oysa “nine” ve “dedeler” en fazla saygı ve sevgi duyulması gereken kişilerdir.

Varlıklarıyla toplum içindeki örf, adet ve gelenekleri yaşatarak bu günlere kadar getirenler hep “nineler” ve “dedeler” olmuştur.

Yeni kuşaklara geleneklerimizi ve göreneklerimizi devrederek bu dünyadan göçüp gidiyorlar.

Ancak ailesi olmayan ve yalnızlığa itilen;

Evlatları ve torunları olduğu halde “huzur evlerine” kapatılan, bakıcı tutularak bir köşeye itilen “nine” ve “dedelerin” küçümsenmeyecek sayıda olduğu da bir gerçektir.

Ne yazık ki;

Bu saygın ve güzide insanlarımızı hatırşinaslığımızı ortaya koyarak onları manevi yönden destekleyerek yardımcı olmayı çoktan unuttuk…!

***

Bir gün bizler de birer “nine” ve “dede” olacağımızı hatırlayıp onlara sadece bir gün değil, her gün sevgi ve saygı göstermeliyiz.

Onları yaşı geçti diye huzurevlerine “hapsedip” yaşamlarına izin vermemeliyiz.

Bu yüzden yılda bir kez “nineleri” ve “dedeleri” hatırlamak için günler düzenlemek yerine onları yanımızdan hiç ayırmayıp sevgi ve saygı göstermeliyiz…!

***

Ne yazık ki;

Günümüzde ne büyüğe saygı, ne de küçüğe sevgi kaldı.

Küçükler baba, ana hatta “nine” ve “dedesinin” yanında “eşek” gibi yatar oldu.

Büyükler de evlatlarına ilgisiz ve sevgisiz kaldı.

Bu teknoloji denen illet, “sosyal medya” denen mecra hepimizden sevgiyi ve saygıyı alıp götürdü.

Hasılı aynı ev içinde birbirimizden habersiz sevgisiz ve saygısız yaşar olduk…!

***

Netice itibariyle;

- Biz anamızdan, babamızdan, “ninemizden” ve “dedemizden” hatta “atamızdan” böyle gördük.

Sözü artık geçerliliğini yitirdi.

Onun yerine;

- Biz sosyal medyadan böyle gördük.

Anlayışı ön plana çıktı.

Anlayacağınız teknoloji ve “sosyal medya” bütün değerlerimizi alıp götürdü.

Ahlak çöktü.

Terbiyesizlik, ahlaksızlık “prim” yapar oldu…!

***

Kimse kusura bakmasın;

“Nine” ve “dede” dizinde büyümemiş ve onların nasihatini almamış bir nesilden hiçbir şey olmaz.

Olmuyor da zaten.

Bugün toplumda hırsızlık, arsızlık, ursuzluk tavan yapmışsa;

Bunun sebebi “nine” ve “dedelerimizi” evlerimizden uzaklaştırıp huzurevlerine “hapsettiğimiz” içindir.

Gençleri “sosyal medyanın” kucağına ve TV ekranlarındaki “ahlaksız” ve “mafya” dizilerine terk etmemizden dolayıdır…!

***

Netice itibariyle;

Treni henüz kaçırmadık.

Ancak kaçmak üzere!

Şayet kendi özümüze dönmezsek o treni yakalama şansımız olmaz.

İşte o zaman bu toplumdan da hayır gelmez.

Başımız dertten kurtulmaz.

Sadece ve sadece birilerinin “oyuncağı” oluruz.

Bütün “ninelerin” ve “dedelerin” ellerinden öpüyorum.

Bir gün de olsa günlerini kutluyorum.

İyi ki varsınız…!