17 Ağustos 1999’da Kocaeli Gölcük merkezli gerçekleşen Marmara Depremi’nde hayatını kaybedenler bu yıl da unutulmadı. Resmi kayıtlara göre hayatını kaybeden 17 bin 480 kişi, depremin 19’uncu yılında Adapazarı Belediyesi önünde yapılan anma programı ile dualarla anıldı. Sakarya İmam Hatip Liseleri Mezunları ve Mensupları Derneği (SİMDER) tarafından programda ilahiler söylenip, Kur'an-ı Kerim okundu. 
“Kıyameti yaşıyoruz sandık” 
Gerçekleşen programda Paşa Odabaş yaptığı açıklamada, “Sakarya 1’inci derece deprem kuşağı olmasına rağmen daha önce bu kadar büyük bir deprem yaşanmamıştı. 1999 depremi çok özel bir durum oldu, insanlar daha önce böyle bir deprem yaşamadığı için adeta kıyamet kopuyor sandı. Kıyameti yaşıyoruz sandık. Bir anda oldu ve ne olduğunu anlayamadık. Çok büyük bir deprem olduğunu yaşayınca anladık ve bunun anlatılamayacağını gördük. Tabi hemen hemen herkesin bir yakını vefat etmiş, şehit olmuştur bu depremde. Türkiye’nin 3’te 2’sinde hissedilen bir depremdi. Unutmak kolay değil” dedi. 

“Deprem bu şehrin bir gerçeği” 
SİMDER Başkanı Hasan Nafi Özdin ise, “17 Ağustos 1999 depremi şehrimizde büyük bir hasar bıraktı. Bu şehir depremden 32 yıl önce de aynı ağırlıkta bir deprem geçirmiş, dolayısıyla 20-30 yıl aralıklarla deprem olan bir bölge. Halkımızı bu noktada her yıl hem bilinçlendirmek amacıyla bu programı organize ediyoruz. İmam Hatip mezunları olarak; depremde hayatını kaybetmiş hemşerilerimiz, yakınlarımız, dostlarımız için Kur’an-ı Kerim ve hatmi şerifler okuyor öğrenci ve mezun arkadaşlarımız. Biz nasıl kendi ailemizden birisi vefat ettiği zaman onları Kur’an, dua ile anıyorsak bizde bu şehrin bir evladı olarak bir aile bilinci içerisinde bizim yakınımız olsun veya olmasın şehrimizin insanıdır diyerek onlar için dualar okuyoruz. Bu bizim İmam Hatip camiası olarak bir sorumluluk bilinci ve bunu 4 yıldır yapıyoruz. Çünkü deprem bu şehrin bir gerçeği. Depremden bu zamana 19 sene geçti. Bilim adamlarının dediği gibi; 20 veya 30 senede bir deprem oluyorsa, olmuş olan depremden uzaklaşırken olması muhtemel olan depreme de hızla yaklaşıyoruz. Bu yarın veya 10 gün, 10 sene sonra da olabilir. Biz deprem her an olacakmış gibi hazırlıklarımızı da yapmamız gerekiyor” diye konuştu. 

“Çok kötü günler, dakikalar geçirdim” 
Depremde eşini kaybeden Suat Beyanal ise yaptığı açıklamada, “1999 depreminde eşimi kaybettim ama depremi 2 yönlü acısını çekerek 2 yönlü yaşayan bir insanım. Depremin olduğu saniyelerde ben Avusturalya’daydım. Türkiye Güreş Federasyonu’nun Dünya Şampiyonası’nda hakemlik yapmak için gitmiştim. Orada sabah saat 08.00’da bize Türkiye’de çok büyük bir deprem olduğu söylendi. Öyle bir haber geldi ki bize Eskişehir’in tamamı, İstanbul’un yarısı, Sakarya ve Kocaeli silinmiş denildi. Avustural'ya gibi uzak bir şehirden bu haberleri alarak büyük bir telaş ile Türkiye’yi evimizi aramaya uğraştık. Ancak bütün santraller kilitlenmiş. Telefondan Antalya’da ki akrabalarımıza ulaştığımız zaman Sakarya’da büyük bir yıkımın olduğunu söylediler ve bende o anda içimden eyvah diyerek eşimin öldüğünü düşündüm. İçime öyle bir şey doğdu. Ben depremin olduğu zaman buradan 18 saatte Avusturalya’ya gittiğimiz yolu ben 5 günde geri gelebildim. Benim hanımı depremden 2 gün sonra Çarşamba günü bulmuşlar, enkazdan çıkarıp gömmüşler ama ben Cuma günü dönebildim, 2’nci acımda o oldu. Birinci acım deprem, 2’nci acı da vefat, şehit etmiş insanımı, hanımımı göremedim. Depremde binlerce kişi öldü, bir tanesi de bize denk geldi. O 18 saatte gittiğim 5 günde geri geldiğim yolu nasıl geldiğimi hala daha bilmiyorum. Nasıl o günleri geçirip, Sakarya’ya geldiğimi inanının anlatamam. Çok kötü günler, dakikalar geçirdim” ifadelerini kullandı.