Hayırlı uğurlu olsun.

Mini mini 1’ler bugün okula başladı.

Daha doğrusu “zil” çaldı.

Okullar açıldı.

İnşallah eğitim ve öğretim “salgın” sebebiyle kesintiye uğramaz.

Okullar tekrar bilmem kaçıncı “varyant” sebebiyle kapanmaz…!

***

Tabi devlet okulları kapatmamak için “aşıya” sarılıyor.

Öyle ki daha önce “koronavirüsün” gençlere ve çocuklara bir şey yapmadığı ifade edilirken nedense birden durum değişti.

Artık “aşı” olma yaşı 15’e kadar düştü.

Hatta 12 yaşındaki çocukların “aşılanması” bile gündemde.

Yarın büyük bir ihtimalle “aşı” olma yaşı 6’ya kadar düşecek.

Ya sonra…?

***

Eskiden hekimler;

- Eğer “grip” oldun mu bir daha “gribe” yakalanmazsın.

Derledi.

Nitekim senede bir kere “grip” ya olurduk ya da olmazdık.

Neden?

Vücut “gribe” yakalandı mı o hastalığa karşı “antikor” üretir ve bir daha “gribe” yakalanmazdın.

Onsan sonra bütün kış ayını da sağlıklı olarak geçirirdik.

Peki ya şimdi…?

***

Vatandaş “koronavirüs” geçirmiş.

Tedavisini görmüş.

Vücut da buna karşı doğal olarak “antikor” üretmiş.

Bu insana hala “aşı” ol deniyor.

Yahu senin yaptığın “aşı” yapay yollarla “antikor” üretiyor.

O da ne kadar etkili belli değil.

Oysa “koronavirüse” yakalanıp hastalığı atlatmış kişilerde “antikor” vücutta doğal olarak oluşuyor.

Bu insana birde “aşı” yapmanın anlamı ne?

- Olsun sen yine de “aşı” ol.

İyi de neden…?

***

Kim ne derse desin.

Hiçbir gerekçeye dayandırmadan ve sırf okulları açık tutacağız diye küçük çocuklara daha “lisansı” bile onaylanmamış “aşıları” yapmak doğru değil.

O çocuklar her türlü mikrop, bakteri ve “virüs” ile karşılaşacak ki vücut dirençleri artsın.

Biz çocuklarımızı çok fazla “steril” bir ortamda yetiştirirsek yarın o çocuklar “rüzgardan nem kapar” hale gelir.

En ufak bir mikrop karşısında bile hastalanır gider…!

***

Yaşları 50 ve üzerinde olanlar şöyle bir çocukluğunu hatırlasın.

Evde tek tencere içinden bütün aile çalakaşık çorba içer yemek yerdik.

Ayrı tabaklarda yemek yemeye çok sonraları başladık.

Sokakta oynarken yere düşürdüğümüz bir elmayı, armudu, ayvayı her neyse, yerden alır şöyle bir üfler ve yemeye devam ederdik.

Küflü, paslı ve her türlü mikrop, bakteri ve “virüs” barındıran yerlerde oynardık.

Ayağımıza çivi batsa üzerine “tütün” basar oyunumuza devam ederdik.

Hiçte bir şey de olmazdı.

Hepimiz sapasağlamdık…!

***

Şimdi çocuklar ellerindeki ambalajlı bir gıda maddesini yere düşürse hemen çöpe atıyor.

Eline bir iğne batsa hemen “tetanos aşısı” olmak için hastaneye koşuyor.

Babasının, annesinin elleriyle kopardığı ekmeği yemiyor.

Aynı bardaktan su bile içmiyor.

Böyle çok fazla “steril” bir ortamda yetişen çocukların hastalanmamaları mümkün değil.

Vücutları mikrobu, bakterileri ve “virüsleri” tanımıyor ki.

En ufak bir şeyde hemen hastalık kapılıyor…!

***

Netice itibariyle;

Ders “zili” çaldı.

Okullar bugün açılıyor.

İnşallah kesintisiz bir eğitim öğretim yılı olur.

Ancak sırf okulları açık tutacağız diye 6 yaş dâhil bütün çocuklara “aşı” mecburiyeti gelirse;

O çocuklara yazık olur.

Hadi bizden geçti.

Bari bu ülkenin teminatı dediğimiz o çocuklara yazık etmeyin…!