Boğaziçi Üniversitesinde bir süredir, atanan rektörlere karşı bir eylem var…

Bu eylemi önce öğretim üyeleri başlattı…

Sonra öğrenci olan ve olmayan…

Hatta…

Yasadışı örgütlerle bağlantılı olan bazı gençler de eyleme, taşkınlık yaparak devam ettiler…

Geçen gün de bu eylemcilerden bir grup, rektörün aracının üzerine çıkıp tepindiler…

Tepinmelerinin amacı tepkiymiş…

Biz tepinsek anında kodese tıkarlar bizi…

Hani diyor ya bazı gafiller…

Bu ülkeyi yöneten kişi diktatör diye avazları çıktığı kadar bağırıyorlar ya…

Ulan…

Diktatör dediğiniz bir Cumhurbaşkanının olduğu ülkede rektörün aracının üzerine çıkıp tepinebilir misiniz?

Nefes aldırmazlar…

Adamın dünyasını karartırlar…

Dünyaya geldiğine pişman ederler…

Ama bunu söyleyenler de bal gibi biliyorlar ki…

AK Parti iktidarının en demokratik idare ile ülkeyi yönettiğini…

Bunların gayeleri başka…

Bunlar bu ülkenin sevdalısı olan, bağı dışarıda olmayan, ülkesini kalkındırmak için dişini tırnağına katanların ülkeyi yönetmesini istemiyor…

Bu istemeyenler de bir avuç insan…

Evet…

Boğaziçi Üniversitesine bir rektör beğendirilemedi…

Bu üniversite eskiden bir yabancı vakıf tarafından kurulan ve daha sonra devlet üniversitesi olan yüksek öğrenim okuludur…

Hala bu üniversite o yabancı vakfın tahakkümünden kurtulamadı…

Ve hala kalıntılarını devam ettirmek istiyorlar…

Ne yaparsanız yapın…

Nereye çıkarsanız çıkın…

Nerede tepinirseniz tepinin…

Tahakkümünüz bitti…

Ayrıcalığınız bitti…

Bu ülkede yaşayıp yabancılık yapamazsınız…

Buna bundan sonra kimse müsaade etmez…

Eğer amacınız ilim olsaydı…

Rektörün aracı üzerinden tepinmezsiniz…

Bir söz de öğretim üyelerine…

Eğer amacınız bilim olsaydı…

Bahçede ayakta durup zaman geçireceğinize gider öğrencilerinize ders verirdiniz…

Bu yaptığınız hukuksuzluğun bir yaptırımı mutlaka olacaktır…

Sağlıcakla kalın…