Maalesef bir yılı aşkın süredir hayatımızı alt üst eden “koronavirüs” ile ilgili “aşılama” çalışmaları konusunda bazı sıkıntılar yaşanıyor.

Bu sıkıntı “aşı” tedariki ile ilgili değil.

Kim ne derse desin.

Devlet bu konuda üzerine düşeni fazlasıyla yapıyor.

Getirtilen “aşılar” hiç bekletilmeden yapılıyor.

Burada bir sıkıntı yok…!

***

Problem “koronavirüs” ile ilgili “aşılama” çalışmalarında, sırası geldiği halde “aşı” olmayan vatandaşlarda.

Zira “aşı” olmayanların sayısı öyle küçümsenecek oranda değil.

Tam tersi her geçen günde bu sayı artmaya devam ediyor.

Ne yazık ki “sosyal medya” üzerinden belirli zamanlarda yapılan “menfi” bazı paylaşımlar ilk zamanlarda bazı insanların kafasını karıştırdı.

Maalesef bu kafa karışıklığı da halen devam ediyor.

İnsanlar “koronavirüs” ile ilgili bu menfi propagandanın tesiri altında kalıp “aşı” olmak istemiyor…!

***

Buna karşılık devlet bu sıkıntıya çözüm olarak çareler üretmeye çalışıyor.

Bu çarelerin başında da sağlıkçılardan oluşan bir “aşı ikna ekibi” kurup vatandaşları teke tek dolaşmayı hedefliyor.

Yanılmıyorsam bu yönde bir çalışmada başladı.

Amaç insanları “aşı” konusunda her hangi bir yan etkisi bulunmadığı yönünde ikna edip “aşı” olmalarını sağlamak.

Bu çalışmayı sonuna kadar destekliyorum.

Eğer vatandaşın bir tereddüdü varsa bunu anlatmanın en akılcı yolu sağlıkçılardır…!

***

Bir diğeri de “aşı” olma sırası geldiği halde “aşı” olmayanlara bazı yaptırımlar uygulamak.

Bu yaptırımlar içinde “para cezası” başta olmak üzere bir takım yöntemleri devreye sokmak.

Şaka gibi ama bu konuyu bazı siyasetçiler ciddi ciddi dillendiriyor.

Hatta konu meclise getirip “aşı” olmayanlara uygulanacak cezaları “kanunlaştırmak” için zemin yoklanıyor.

Doğrusu bu konuda “aşı ikna ekibinin” kurulması ne kadar doğru ise “aşı” olmak istemeyenlere “para cezası” dahil bazı müeyyidelerin uygulanması da o kadar yanlış…!

***

Kimse kusura bakmasın!

“Koronavirüs” ile ilgili “maske, mesafe, temizlik” kuralları başta olmak üzere belirlenen tedbirlere uymayan varsa basın “cezayı.”

Hem de öyle böyle değil.

Gerekirse tedbirleri ağırlaştırın.

Ancak;

“Aşı” olmak istemeyenlere de zorla “aşı” yapmaya kalkmayın.

Bırakında vatandaşın “aşı” konusunda bir “tercihi” olsun.

“Aşı” olacaksa kendi rızası ile olsun.

Olmayacaksa bu kararı da kendi rızasıyla versin…!

***

Efendim;

- Onlar “aşı” olmazsa salgın bitmez.

Geçin bunları.

Evet;

Toplumun “aşılanması” salgının önünün alınması adına çok önemli!

Ancak yapılan aşıların “aşının” çok fazla olmasa da “yan etkilerinin” olduğu da bilinen bir gerçek.

Öyleyse yapılması gereken zorlama değil, ikna yoluyla vatandaşı “aşıya” razı etmektir.

Zorlama hiçbir hakka, hukuka sığmaz…!

***

Buyurun;

Bizim tercihimizde kendi “milli aşımızdan” yana.

Bunun dışındaki “aşıların” hepsi elbette güvenilirdir.

Ancak bizim de tercihimiz bu.

- İyi ama “yerli aşının” kullanılmaya başlaması gecikebilir.

Eh, bizde ne zaman kullanılmaya başlarsa o zaman “aşı” oluruz.

Şimdi bunun cezası olur mu?

Olur diyorsanız kesin cezamızı olsun bitsin…!