Dün Arifiye’de 8 kişilik bir ailenin “radyasyona” maruz kalması sonucu yaşanan olaylar paniğe neden oldu.
Bir çocuğun meskûn mahalde bulduğu cismi evine getirmesinin ardından ailede bulunan sekiz kişinin “radyasyondan” etkilenmesiyle herkes panik oldu.
Tedbir amaçlı ailelerin kaldığı Arifiye’deki ev “karantinaya” alınırken “radyasyona” maruz kalan çocuğun kaldırıldığı Sakarya Doğum ve Çocuk Bakımevi tahliye edildi…
Haberin duyulması ile birlikte neredeyse bütün resmi kurum ve kuruluşlar ciddi bir “alarm” durumuna geçti.
Hatta Ankara Atom Enerjisi Kurumu’ndan gelen uzmanlar cismin bulunduğu evde ve sokakta ölçümler yaptı.
Anlayacağınız gün boyu Sakarya, Arifiye’de ki bir evde meydana gelen “radyoaktif” sızıntı haberiyle Türkiye’nin gündemine oturdu…
İşin ilginç yanı vatandaş tarafından bulunan ve “radyasyon” içeren bu cismin HES inşaatında kullanılan bir malzeme olduğunun ortaya çıkması.
Buna göre cihaz Arifiye’de ki HES barajı inşaatında beton kalitesini ölçmek için kullanılan “radyasyon” içeren metal bir malzeme.
Güya bu malzeme de Arifiye’de ki HES inşaatı sırasında ortadan kayboldu ve bir türlü de bulunamadı…
Tamam, HES inşaatı sırasında beton sızdırmazlığını ölçmek için kullandığınız bu cihazı bir şekilde kaybettiniz.
İyi de “radyasyon” içeren ve insan sağlığı için son derece tehlikeli bir cihaz ile ilgili neden ilgili yerleri uyarmadınız?
Bu sıradan alelade bir cihaz değil. Öyle kendi aranızda tutanak tutup sorumluluğu üzerinizden atamazsınız!…
Belli ki, bu kayıp cihazla ilgili kimse oralı olmamış. Ortaya çıkabilecek sonuçlar konusu hiç kimsenin da umurunda değilmiş.
Biraz olsun sorumluluk sahibi olunsaydı daha cihaz ortadan kaybolduğu anda konu “Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’na” bildirilirdi.
Emin olun bunu yapmış olsaydınız bugün o cihaz birilerinin eline geçmez ve insanların sağlığı tehlikeye atılmazdı…
Anlaşılan o ki birilerinin “vurdumduymazlığı” yüzünden “radyasyon” gibi büyük bir tehlike gerçekten ucuz atlatıldı.
Yine birilerinin “işgüzarlığı” sebebiyle sekiz kişilik bir aile “radyasyona” maruz kalıp hastanelik oldu.
Gün boyu adeta “yüreğimiz ağzımıza geldi.” Bu işin sorumlusu kim veya kimlerse sorumsuzluklarının hesabını mutlaka vermeli…