Her zaman söylüyorum; mal kıymeti bilmiyoruz, yapılana değer vermiyoruz. Her şeyi hiç acımadan hoyraçta kullanıyoruz.

Vatandaş olarak yapılan hizmetlere biraz daha özen göstermemiz, korumamız gerektiğini kim bilir bu köşe kaçıncıya yazıyorum.

Biz vatandaş olarak hoyrat ve acımasızız ama yetkililerin de bizden pek bir farkı yok. Yapılan yatırımları asıl koruması, kollaması gereken yöneticiler bazen o kadar vurdumduymaz olabiliyor ki, milyonlarca lira harcanarak yapılan bazı yatırımlar, çürümeye terk ediliyor, onca para sokağa atılıyor. Hem de vatandaşın parası!

Hatırlarsanız eğer, birkaç gün önce Erenler Belediyesi tarafından yaptırılan Kentsel Dönüşüm Görüşme Ofisinin içler acısı haliyle ilgili konuyu gündeme getirmiştik.

Erenler Belediyesi tarafından ilçede gerçekleşen Kentsel Dönüşüm çalışmalarında vatandaşlara hizmet sunmak amacıyla yaptırılan modern binanın, kısa sürede nasıl harabe haline geldiğini haber yapmıştık.

Kapısı, çerçevesi kırık dökük, çevresinde içki şişelerinin bulunduğu binanın neden kullanılmadığını merak edip sormuştuk.

Sahi, Erenler Belediyesi bu binayı neden yaptırdı? Amaç neydi? Neden kullanılmadı? Kullanılmadığı gibi kiraya isteyenler olduğu, ancak belediyenin kiraya vermediği yönündeki iddialar doğru mu?

Bu binanın yapılmasındaki amaç gerçekten vatandaşa hizmet için miydi, yoksa birilerine rant mı sağlandı?

Eğer hizmet için yapıldıysa, binanın şimdiki hali için yetkililer bir şey söylemeyecek mi?

İnsanın aklına daha nice sorular geliyor.

Hatırlıyorum da, Erenler Belediye Başkanı Cavit Öztürk, “İleri belediyecilik anlayışı” ile vatandaşa hizmet için bu binayı yaptıklarını söylemişti.

Başkan bu söylediklerini hatırlamıyorsa, açsın basına servis edilen haberlere bir baksın.

Sayın başkan, demek ki kameraların karşısına geçip öyle hava atmakla olmuyormuş bu işler.

Milletin parasıyla, millete hizmet vermek için yaptığınız şu Kentsel Dönüşüm Görüşme Ofisinin kırılan kapısını yerini takmakla da olmuyormuş bu işler.

Yapılana sahip çıkmak gerekiyormuş değil mi?

Çürümeye terk ettiğiniz o binanın durumu, mutlaka Ankara’da birilerinin kulağına gitmiştir. Ve eminiz ki o birileri, bunun hesabını soracaktır.

Ayrıca şunu da unutmayın, Ankara’dan hesap soran olmazsa, bunun hesabını bir gün Allah sizden soracaktır. Hiç şüpheniz olmasın.