Sosyal medya hayatımıza etkin bir şekilde girdiğinden bu yana algılar olguların önüne geçti. Doğru ya da yanlış oluşturulan bir hashtag ile hemen ülke ve dünya gündemine müdahale edebilme imkanına sahip olundu.

Kamuoyu oluşturma ve algı yönetimini iyi kullanan kişiler toplumda istedikleri kaosu, infiali yaratmakta çok zorlanmadılar. İnsanlar olaylara genelde yüzeysel baktıkları, enine boyuna incelemedikleri için çoğu zaman oltaya gelmekte hiç gecikmediler.

Bir sosyal medya yalanı ile kimisi TRT’nin şehit cenazesinde hükümetin otoyol reklamı yaptığını düşündü, kimisi sosyal medyada direnerek (neye ve niçin!) birkaç saatte hükümeti yıkabileceğini sandı.

Sadece siyasi algı oyunları değil tabi sebebi nedir / niçin yapılır hiç anlamadığım, bakmaya bile imtina ettiğimiz hastalıklı bedenlerin fotoğraflarını beğenerek paylaşarak ona maddi destek olabileceklerini iddia edenler ve bunun doğru olduğunu düşünenler var.

Son günlerinde bodrumlarda sıkışan kanlı terör örgütü militanlarını barış gönüllüsü gibi lanse edenler olduğu gibi, 193 ülkeli dünyada basın özgürlüğünde 195. sırada gösterildiğimiz gibi, hukukçu, akademisyen ya da gazeteci olunca her türlü hakaret, iftira, düşünce özgürlüğüymüş gibi, katledilen binlerce masum bebek, çocuk, kadın, tuzaklı hendekler, mayınlar yokmuş hiç olmamış gibi, sokağa çıkma yasağını Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşımak gibi algı operasyonları güncel örnekler olarak kabul edilebilir.

Dedik ya algılar olguların önüne geçti. Sabaha kadar doğruları anlatsak ona ilk söylenen, hiç araştırmadığı halde ilk duyduğundan vazgeçmeyen ve sımsıkı inanarak inatla onu savunan insanlar var. 

Mevlana her ne kadar; Görene! Köre Ne! dese de bizler denizin dalgalar ile sahili dövdüğü gibi, bir çivi çakar gibi hiç bıkmadan usanmadan doğruları anlatmaya devam edeceğiz. Algı yönetimi peşinde koşmadan kamuoyu vicdanına, tasarrufuna sunacağız.

Sosyal medyanın dışında bir de fısıltı gazetesi ile sistematik bir şekilde yalan yanlış bilgiler vererek algı oluşturma gayretinde olanlar var.

Ellerinde sahte raporlar ve istatistiklerle her ortamı fırsat bilip Sakarya’da eğitim kalitesinin yerlerde süründüğünü iddia edenler acaba Sakarya’da okulların yüzde kaçı mesleki eğitim veriyor ve diğer illerde bunun oranı nedir biliyorlar mı?  Eğitim sıralaması yapılırken bu durum göz önüne alınmış mıdır bilen var mı?

Bu zamana kadar Sakarya’nın eğitimde 54. sırada olduğu söyleniyordu ancak geçen günlerde açıklanan Türkiye İstatistik Kurumu  (TÜİK) yaşam endeksi sıralamasında eğitimde 38. sıra ile  tam 16 sıra yukarı sıçrayan bir Sakarya var. 

Biz mesleki eğitim oranı yüzde 60 olan Sakarya ile yüzde 15-20’lerde olan illerin aynı şartlarla yarıştırılmasını doğru bulmuyoruz elbette ama buna rağmen 16 sıra yükselmenin de ayrıca bir başarı olduğunu düşünüyoruz. 

Sakarya’da eğitimin kalitesini düşünen arkadaşlar eğer dürüst iseler biraz yapıcı olsunlar ve bu zamana kadar başarısız buldukları tüm kurum ve kuruluşlara bu sıçramadan dolayı teşekkür ederek nasıl bir katkı sunabiliriz, destek verebiliriz arayışına girsinler.

Bir yıl sonrasını düşünüyorsan tohum ek, on yıl sonrası için ağaç dik, yüz yıl sonrayı düşünüyorsan, insan yetiştir düsturundan haberi olmayanlara Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil! demekten başka çare kalmıyor ..