“Evet” diyene hakaret edeceksin…
Sonra sıkıştın mı, ben öyle demek istemedim…
Milleti aşağılayacaksın…
Sonra sıkıştın mı, geri vites yapacaksın…
Bu millete vesayet rejimini dikta edenler hep hakaret etmiştir…
Ve aynı zamanda utanmadan, sıkılmadan “ben ‘hayır’ diyeceğim diye ben terörist miyim” diyeceksin…
Yuh be…
Sana kimse “sen teröristsin” demiyor ki…
O senin kendi kendine iftiran (gerçi sizi iftirada da kimse geçemez)…
Bu ülkede yaşayan, seçme ve seçilme hakkı olan her kişi bu vatanın öz evladıdır…
Kaç kere söyledik, bunu…
“Hayır’cılara” sadece söylenilen şey şu…
Bu ülkenin askerine, polisine ve daha doğrusu evlatlarına kurşun sıkan eşkıyalar da “hayır” diyor…
Bir şey daha…
Bu ülkenin geleceği için “evet” diyen vatandaşlara demediği sözü bırakmayan “hayır’cılara” sandıkta “hayır” diyecek olanlar da ses çıkartmıyor nedense…
Kırıcı sözü, hep muhalefet edenler söylüyor…
Aşağılayıcı lafı hep “istemezciler” bağırıyor…
Sonra “evet’çilere” bu kadar hakareti ettikten sonra “evet’i” savunanlar buna mukabil bir kelime söylediğinde ortalığı ayağa kaldırıyorsunuz…
Çok çirkefsiniz, çok…
Sözüm ona…
Yeni sistemin referandumdan geçmemesi için çalış ama “evet” diyeceklere hakaret etme…
Sonra bir “evet’çi”  hakaretine okkalı cevap verdiğinde ülke bölünüyor aymazlığına da sığınma…
90 yıldır, vesayet sisteminden geçinen sizler, hep aynı taktiği kullanıyorsunuz…
90 yıldır, hem hakaret ediyorsunuz halka ve hem de milletin sırtından inmiyorsunuz…
Yetti gayri…
Ey vesayetçiler…
Bu millet sizi sırtından öyle bir atacak ki…
16 Nisan’da tarihin kara sayfalarında yerinizi alacaksınız…
Artık vesayet rejiminin perdesi bir daha açılmamak üzere, kapanıyor…
Anlayacağınız film referandumda bitiyor…
Sağlıcakla kalın…