Dün İstanbul Başakşehir Şehir Hastanesi düzenlenen törenle hizmete açıldı.

Gerçekten muhteşem bir hastane olmuş.

Gurur duyduk.

Zaten böyle bir eseri görüp de gurur duymamak mümkün değil.

Darısı bizim başımıza.

İnşallah biz de en kısa zamanda Sakarya Şehir Hastanesi’ne kavuşuruz.

Biz de Sakarya olarak böyle muhteşem bir esere sahip oluruz…!

***

Dün sadece İstanbul Başakşehir Şehir Hastanesi’nin açılışı göğsümüzü kabartıp hepimizi gururlandırmadı.

Bununla birlikte hastaneye “yerli solunum cihazının” teslimatı da hepimizi heyecanlandırdı.

Türkiye yerli ve mili imkânlarla “yerli solunum cihazı” üretmeyi başardı.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın;

- Parasını verseniz bile satın alamazsınız.

Dediği “yerli solunum cihazına” artık;

“Made in Türkiye” damgası vuruldu.

Az iş mi bu.

Tabi ki gurur duyacağız…!

***

Buyurun;

100 adet “yerli solunum cihazını” İstanbul Başakşehir Şehir Hastanesi teslim aldı.

Mayıs sonuna kadar bu rakamın “5 bin adede” çıkartılması hedefleniyor.

Bu da yılsonuna kadar Türkiye’de yapılan ve yapılmakta olan şehir hastanelerinin tamamında “yerli solunum cihazının” kullanılacağı anlamına geliyor.

Gel de heyecan yapma…!

***

Düşünebiliyor musunuz?

Daha düne kadar parasını verdiğiniz halde “solunum cihazı” alamıyordunuz.

Bugün ise artık “yerli solunum cihazı” üreten bir ülkesin.

Yani artık “paranla rezil” olmayacaksın.

Aksine;

Bundan sonra “yerli solunum cihazını” tüm dünyaya satacak durumundasın.

Hem de “elini öpene.”

Hem de “Made in Türkiye” yazısını herkesin gözüne soka, soka.

Özlediğimiz Türkiye bu değil miydi…?

***

Kim ne derse desin.

Türkiye artık eski Türkiye değil.

İçimizdeki bazı “ayrık otları” bunu görmese de bütün dünya Türkiye’nin artık eski Türkiye olmadığını biliyor ve görüyor.

Maalesef bizim “ayrık otlarına” bunu anlatmak mümkün değil.

Allah herkese sağlık sıhhat versin.

Temenni etmem ama;

Bir gün bizim “ayrık otları” hastaneye düşüp ağızlarına “Made in Türkiye” damgalı “yerli solunum cihazı” dayanırsa belki ülkelerinin değerini anlarlar.

Gerçekten anlarlar mı?

Şahsen hiç sanmıyorum…!