Son zamanlarda neredeyse hemen her günler trafikte bir “kavga” olayına rastlıyoruz.

Kavga diyorum zira eskiden de “tartışmalar” olurdu ama sonunda iş tatlıya bağlanırdı.

Maalesef şimdilerde bu “tartışmalar” yerini “kavgaya” bıraktı.

Hem de ne “kavga.”

Grup halinde birbirimize giriyoruz.

Elimize ne geçerse kullanıyoruz.

Araçta bayan varmış.

Çocuklar varmış.

Yaşlılar varmış.

Kimse oralı olmuyor.

Önüne kim gelirse tekme tokat girişiyor.

***

Buyurun!

Dün yine trafikte ilginç bir olay yaşandı.

Kendisine yol vermeyen “TIR” şoförüne meramını anlatmaya çalışan vatandaşın başına neler geldi…

TIR şoförü koca aracı vatandaşın üzerine sürdü.

Hani kenara kaçıp kendisini kurtarmasa sonuç tam bir felaket olacak.

Adamcağız asfalttan kâğıt gibi kazınacak…!

***

Nedir bu “öfke” anlamak mümkün değil.

Sanki topluca “cinnet” geçiriyoruz gibi bir hava var.

En ufak bir şeye dahi tahammül edemiyoruz.

- Niye sinyal vermedin?

Haydi, bir tartışma!

- Yol niye vermedin?

Topluca bir kavga!

- Neden dikkat etmiyorsun?

Yer misin yemez misin?

***

Bu ne Allah Aşkına?

İnsan aracıyla trafiğe çıkmaya korkar oldu.

Trafikte her an başına iş almaman için “çelik gibi sinirlerin” olması lazım.

Zira sen sakin olsan n’olacak.

Karşındaki “maganda” kafaya koymuş.

Seni bir güzel benzetecek.

Bahane de hazır!

- Neden yol vermedin…?

***

Yok, yok!

Bu gidişat hiç iyi değil.

Kimsenin kimseye “saygısı” kalmamış.

Dahası haklı haksız kimsenin de alttan almak gibi bir niyeti yok.

Trafikte artık tek kural var.

O da;

- Gücü, gücü yetene…!

***

Ne diyelim?

Allah Islah etsin.

Gerçi ıslah olur muyuz orası biraz şüpheli.

Belki ıslah oluruz ama her halde biz göremeyiz.

Bu da demek oluyor ki trafiğe çıktığımızda yanımıza bir de “koruma” alacağız.

Biz de öyle yaptık.

Çocukluğumuzdan beri tanışık olduğumuz “Haydar” ağabeyimizi arayıp bulduk.

Kendisine de durumu anlattık.

Kendisinden bize trafikte “korumalık” yapmasını istedik.

Sağ olsun o da bizi kırmadı.

Trafikte bize “korumalık” yapacağına söz verdi.

Dolayısıyla artık trafikte “Haydar” ağabeyimle geziyorum.

Ne olur ne olmaz…!