Birkaç gündür Kırkpınar’da bir “teleferik” eylemi vardı.

Geçtiğimiz gün yani salı günü “teleferik eylemi” krize dönüştü.

İtiş, kakış arbede derken “tansiyon” iyice yükseldi.

Ayılanlar, bayılanlar oldu.

Hatta yaşanan arbede sırasında birkaç kişi yaralandı.

Ardından “gözaltılar” yaşandı.

Anlayacağınız adeta “bir bardak suda” fırtına kopartıldı…!

***

Peki;

Neydi eylemcilerin derdi?

- Biz “teleferiğe” karşı değiliz.

Sonra.

- Yerine karşıyız.

İyi de;

Daha dün “teleferiğin” yapılmasına “toptan” karşıydınız.

- Yok, yok karşı değiliz.

- Yeri burası olmasın…!

***

Tamam;

Orası olmasın.

Neresi olsun?

- Burası olmasın.

Onu anladık yahu.

Neresi olsun?

- Kem, küm…!

***

Kırkpınar’a yapılacak olan teleferikle ilgili yasal her türlü girişim yapılmış.

Kanunlar nezdinde yasal hiçbir engel bulunmamış.

Öyleyse sıkıntı ne?

- İyi ama orası “depremde toplanma” alanı.

Olabilir.

Sapanca Belediyesi bunun yerine başka bir yer belirler.

- Orada bir de “çocuk parkı” var.

Var doğru.

Firma da bu “çocuk parkının” yerine daha büyüğünü daha iyisini yapacağım diyor.

Daha ne istiyorsunuz…!

***

Kimse kusura bakmasın.

Kırkpınar’da “teleferik” eylemi başladığından beri konuyu uzaktan takip ediyorum.

Gördüğüm şu;

Orada birilerinin amacı ağaç, tabiat falan değil.

Birilerinin amacı Kırkpınar’daki “teleferik” konusunu “siyasi şova” dönüştürmek!

Başkaca bir dertleri yok.

Nitekim geçen gün yani salı günü Kırkpınar’a araçlarla il dışından birilerini getirip ortalığı karıştırmaya çalışmayı başka türlü izah edemezsiniz…!

***

Evet;

Derdiniz ağaç, tabiat falan değil.

Sizin derdiniz;

Kırkpınar’daki “teleferik” eyleminden birilerine “siyasi rant” çıkartmak.

Ancak bu millet buna izin vermez.

Nitekim izin vermedi de.

Hadi;

Evli evine.

Köylü köyüne…!