Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son günlerde hemen hemen her konuşmasında yerli ve milli direniş çağrısında bulunuyor.

Malum, son günlerde ülkede yaşanan gelişmeler ekonomik anlamda her kesimi büyük bir sıkıntıya soktu.

Yaşananlara baktığımızda ise, her ne kadar ekonomi iyi yönünde açıklamalar yapılsa da, sıkıntının halen geçmediği ve bir süre daha devam edeceği ortada.

Tabi temennimiz bu sıkıntı artmaması ve bir an önce bertaraf edilmesi yönünde.

Gelelim Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın direniş ve tasarruf çağrılarına.

Genel olarak baktığımızda zaten vatandaşın uzun zamandan beri direndiğini ve tasarruf üzerine tasarruf yapmaya çalıştığını görmemek için kör olmak lazım.

Yerli ürünlere yönelen vatandaş, Erdoğan’ın tek bir sözü ile altınını, dövizini bozdurdu. Yastık altındakini, sırf ekonomiye benim de bir katkım olsun diye ortaya çıkardı.

Çoluğunun çocuğunun masraflarından, özel tüketiminden kesti.

Vatandaş daha ne yapsın?

Ama sık sık dile getirdiğimiz gibi, bu direniş ve tasarruf kesinlikte tek taraflı olmaz. Olmamalı da.

Bu sıkıntılı süreçte herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor.

Öyle ya, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ‘Tasarruf edin’ diye kendini parçalarken, bazı AK Partili belediyelerin bu çağrıları hiç dikkate almaması büyük tezat değil mi?

Bırakın artık belediye bünyesindeki her kurumun hizmetlerini ona buna anlatmak için lüks otellerde yemekli toplantılar düzenlemeyi.

Tamam seçim yaklaştı, hizmetlerinizi anlatmak için büyük bir gayret içine girdiniz. Fakat bunu yaparken lüksten, gösterişten, israftan kaçınarak yapın.

Hizmet anlatmak için şehrin en lüks otelinde onlarca kişiye yemekli toplantı düzenlemek de ne demek?

Vatandaşın bunları görmediğini sanmayın!  Aksine vatandaş bunları görüyor, sorguluyor ve bir kenara yazıyor.

Zamanı geldiğinde de önünüze koymasını bilecek.

İşte o zaman da sizin için çok geç olacak.