İsim vermeme gerek yok…

Herkes kimlerden bahsettiğimi gayet iyi biliyor…

Geldiği makamları kendisi hak etmiş gibi yürüyen insanlar, her nedense daha sonra o makamları onlara bahşedenlere rakip oluyorlar…

Herkes istediği gibi siyaset yapabilir…

Parti kurabilir…

Bunda bir sorun yok…

Zira demokrasinin gereği budur…

Hatta olmazsa olmazıdır…

Demokratik ülkelerde…

O ülkenin vatandaşı olan her akil insan devleti yönetmeye talip olabilir…

Yeter ki millet sandıkta kendisine yönetme yetkisi versin…

Benim anlayamadığım şey şu…

Hasbel kader bir makama gelmişsiniz…

Birisi elinizden tuttu…

Milletvekili oldunuz…

Bakan oldunuz…

Genel başkan oldunuz…

Başbakan oldunuz…

Bütün bu makamlar sizi oraya getiren tarafından elinizden alınınca küstünüz…

Daha sonra rakip oldunuz…

Hani “yolunuz yolumuzdur” diyordunuz…

Hani “kader birliği yapacağız mezara kadar” demiştiniz…

Ne oldu şimdi?

Bu kadar makam ve mevki hırsı olur mu?

Ne bekliyordunuz?

Ölene kadar milletvekili olmayı mı?

Yoksa başbakan, genel başkan olmayı mı?

Bugün bir tanınırlığınız varsa…

Bunu Recep Tayyip Erdoğan’a borçlusunuz…

Bugün bir makamın adı eski olarak (kartvizit) isminizin önüne yazılıyorsa…

Yine Recep Tayyip Erdoğan sayesindedir…

Millette karşılığı olan insan adı Recep Tayyip Erdoğan’dır…

Madem dava adamıydınız…

Lidere sadakatinizi sürdürmeliydiniz…

Bugün bunu siz yaptınız…

Yarınlarda aynısını, başınızı yasladıklarınız da size mutlaka yapacaktır…

Vefalı olmayanlar asla bir daha vefa göremez…

Sadakat göstermeyene, sadık olunmaz…

Sağlıcakla kalın…