Şu “koronavirüs” salgını nedeniyle alınan “tam kapanma” kararı arada bazı insanları “mağdur” ediyor.

Bu mağduriyette çoğu zaman maddi ceza olarak karşımıza çıkıyor.

Dolayısıyla can yakıyor.

Mesele geçen gün “internet haber” sitelerinde bir haber ve fotoğraf vardı.

Haber bir bayana küçük çocuğu ile birlikte markete gitti diye görevliler tarafından işlem yapılmasıyla ilgiliydi.

Habere göre bu bayan;

- Çocuğu evde bırakacak kimsem yok.

- Eşim çalışıyor.

- Bende evde yalnızım.

- Bu yüzden çocuğumla birlikte markete gelmek zorunda kaldım.

Diye meramını anlatıyor.

Ancak ceza yemekten yine de kurtulamıyor…!

***

Tamam;

Küçük çocukların sokağa çıkması yasak!

Hele anne ile birlikte olsa bile kucağında küçük çocukla markete girmenin bir cezai müeyyidesi var.

İyi de bu işin birde insani boyutu var.

Kadıncağız neden markete çocuğu ile birlikte gelmek zorunda kaldığını anlatıyor.

İzah ediyor.

Hala daha “ceza” kesip insanları maddi manevi zora sokmanın ne anlam mı var?

Görevliler böyle bir durumda biraz esneyip ikazda bulunsa olmaz mı?

Biraz esneklik gösterilse “günaha” mı girilir…?

***

Öyle ya;

Bir annenin mecburiyetten küçük çocuğuyla markete gitmesi gözden kaçmaz.

Öte yandan;

- Ekmek almaya çıktım.

Bahanesiyle altında eşofmanı, ayağında “spor” ayakkabısıyla sahilde koşu yapan “kokanayı” kimse görmez.

Garibin biri çaresizliği nedeniyle “ceza” yer.

Diğeri ise spor yapıp keyif çattığıyla kalır.

Hak mı şimdi bu?

Olacak iş mi…?

***

Son zamanlarda bu tür haberlerle çok sık karşılaşır olduk.

Maalesef bu tür olaylarda insanlarda bir “antipati” oluşturmaya başladı.

Bu da hiç hoş bir durum değil.

Hep ceza, hep ceza nereye kadar?

Birazda “inisiyatif” kullanın.

“Empati” kurun.

Mesela Sakarya polisinin yaşlı bir kadının market poşetlerini evine kadar taşıması içimizi ısıtmıştı.

Bu örnekleri çoğaltmak çokta zor olmamalı…!