Sakarya iline bağlı Pamukova Akçakaya Mahallesinde gençler ve yetişkinlerin kendi yaptıkları tahta arabalar ile yarışları renkli görüntülere sahne oldu. “Akçakaya Tahta Araba Formula-1 Yarışı” adı verdikleri yarışlar “Formulaz” tahta araba yarışlarına rakip çıktı...

Haberi Sakarya medyasında okuyunca aklıma çocukluk yıllarım geldi…

Açıkçası 45 yıl öncesine gittim…

Ben de küçükken bu tahta arabalara bindim…

Neredeyse her çocuğun tahta arabası vardı…

Genelde üç tekerliydi araçlarımız…

Arka tekerler büyük, ön teker küçüktü…

Yarışmalarda çift kişilik arabalarla yapılırdı…

Sebebi de bir asil bir de yedek şoför mantığındandı…

Tek kişilik tahta araba kullanan da vardı…

Dört tekerli tahta araba çok azdı…

Bir de bilyeli olanları vardı…

Her yarışta mutlaka bir kaza olurdu…

Baş göz yarılırdı…

Kol bacak kırılırdı…

Ya da zor zahmet bulduğumuz giyim kuşamımız yıpranırdı…

Kol bacak yara bere içerisinde akşam karanlığında eve giderdik…

Fakat ebeveynler kızacak diye eve nasıl girileceğin hesabı yapılırdı…

Emniyet yoktu…

Kimi çocuklar ana babalarından gizli binerdi tahta araçlara…

Çünkü babalar bilirdi tahta araçlarla rampa aşağıya nasıl gidildiğini ve emniyetinin olmadığını. Eemniyeti olmayınca bir yaralanmalı kaza olma ihtimalinin olacağını…

Tahta araçlara gizli binenlerin araçlarını babaları yakaladığında tahta arabayı baltayla parçalayıp sobaya yakacak olarak atılırdı…

Özlem var mı?

Tabi ki var…

Yokluktan dolayı tahta tekerli arabalar yapılırdı…

Bilyeli tekerlekli yani demirden tekeri olanlar çok lükstü…

Dedik ya…

Yokluk vardı…

Yokluk vardı ama insanlarda neşe vardı…

Mutluluk vardı…

Yardımlaşma vardı…

Heyecan vardı…

Yaşama sevinci vardı…

Vefa vardı…

Kardeşlik vardı…

Sağlıcakla kalın…