Sakaryaspor’da yaşanan kan değişikliğinin ardından gelen hava uzun ömürlü olmadı. Hastaya oksijen verdik ancak teşhisi yanlış koyduğumuzdan yeniden komaya girdi...
   Yapılan hamleler hep günü kurtarmaktan öteye geçmiyor maalesef...
   Sakaryaspor dün kendi sahasında Diyarbekirspor’a yenildi ancak bunun ayak sesleri çok önceden duyuluyordu zaten.
   Kazandığımız maçlarda bile pozisyon bulmakta zorlanan, iki pasın belini kıramayan ve sakin kalamayan bir Sakaryaspor izliyorduk. Cumartesi günü deplasmanda oynanan Orduspor maçında Çarşamba’nın görüntüsünü izler gibi olduk zaten.
   Sonuçta Sakaryaspor şampiyonluk yolundaki rakiplerinden birine daha diş geçirememiş oldu. Her şeyden önce şampiyon olmak için üstteki 4 takımı da evinde yeneceksin. Ligin dibindekilere ise nerede olursa olsun puan vermeyeceksin. Bu sonuçlarla kimse hayal kurmasın. Şampiyonluk sadece hayal olur.
   Sahada futbol yok, azim yok, pozisyon yok ama Ferhat’ımız var, Talha’mız var, Tuncay’ımız, Marco’muz var... Yani şeklimiz yerinde Elhamdülillah! Peki bize şekil mi lazım?
   Gelelim Tuncay Şanlı’nın Sakaryasporu’na. 1-0 geridesin, sana gol lazım. Erçağ neden çıkar? Enes Ata neden 11’de oynamaz? Aklı futbolda olmayan Ferhat kurtarıcı olarak sahaya nasıl atılır? Ceyhun dururken Serdar Ümit neden dışarıya alınır? Yanlışlar diz boyu olunca skor da bu şekilde oluyor.
   Tuncay Şanlı ilk basın toplantısında bir cümle kullandı, "Gerekirse forma giyerim!" Çok tehlikeli bir kelimeydi fazla üstünde durulmadı. Bu laf takımda oynayan futbolculara bir mesajdı aslında. Hoş olmadı. Tecrübesizliğin ilk patlamasıydı. Bugün o futbolcular şunu derse kızar mısınız, "Çık da oyna Tuncay Şanlı!"
   Maçla ilgili zihnimizin derinlerine kazınan bir fotoğraf karesi en derinden vurdu bizleri. Yaşları 60’ın üzerinde olduğunu tahmin ettiğimiz iki amcamız hem de bu yağmurlu buz gibi havada açık tribünde yan yana oturuyor. Tek dertleri Sakaryaspor… O anlı şanlı formanın yeniden üst liglerde mücadele etmesi… Üşenmemişler, biletlerini almışlar. Paraları açık tribüne yetmiş. Yoksa bu havada kim gider oraya? Üzerlerinde bir naylon, ıslanmayalım diye. Bu insanları üzmeye kimin hakkı var?
   Tüm şehri havaya soktunuz. Şampiyon olacağız dediniz. Nisan’da şampiyonuz dediniz. Biz size inandık. Şimdi bu insanların hayalleri ile oynamayın! Diyarbekir maçı ile ilgili özrü ise bu eli öpülesi amcalarımıza yapın! Hakkınızı helal edin bey amcalar.. (Ö.G.)