Pes doğrusu.

Bu kadar yalan, bu kadar dolan yuh yani.

Adam hemen yanı başındaki itfaiye araçlarına, “TOMA’lara” rağmen;

- Etrafta yangın söndürmek için bir tek itfaiye aracı yok.

Yalanını söylüyor.

Sesini duyup kafasını kaldırsa göreceği helikoptere rağmen;

- Ne helikopteri.

- Yangın söndürmek için bölgede hiç helikopter görmedim.

Diyebiliyor.

Yalanınız batsın sizin iyi mi…!

***

Üstelik bunlar bir de siyasetçi.

Belediye başkanı.

Sırf muhalefet yapmak adına yalan konuşmaktan hiç çekinmiyor.

Utanmıyor.

Ayıp ya.

Sizin yapacağınız siyasetin içine “tüküreyim” be…!

***

Geçen akşam kamuoyu araştırmacısı Hakan Bayraktar katıldığı bir TV programında bu tipler için çok harika bir benzetme yaptı.

Neydi o benzetme?

- Bunlar “Erdofobi” hastası.

Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan fobisi olan hasta ruhlar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan siyasetten çekilip gitsin de nasıl giderse gitsin.

İster memleket yansın.

İster bu vatan bölünüp parçalansın.

İsterse de birileri gelip bu ülkeyi “işgal” etsin.

Yeter ki Cumhurbaşkanı Erdoğan gitsin de ne olursa olsun…!

***

Maalesef “Erdofobi” hastalığına yakalanmış bu tiplerin tedavisi yok.

Bunlar artık “klinik” vaka haline gelmiş.

Yatıracaksın bunları “Mazhar Osman’a.”

Odalarını da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan posterleriyle donatacaksın.

Sabah akşam da konuşmalarını dinleteceksin.

Ya tedavi olurlar ya da, tedavi olurlar.

Başka yolu yok bunun…!

***

Kim ne derse desin.

Şu “sosyal medyaya” ciddi bir çeki düzen vermeli.

Yalanın, dolanın bu kadar kolay yayılmasına izin verilmemeli.

Kasıtlı olarak “yalan haber yayanlar” mutlaka cezalandırılmalı.

Aksi takdirde “sosyal medyadaki” bu “yalan fırtınası” kesilmez.

Hem kişilik hakları zarar görür hem de devlet bu kadar yalanın, dolanın altından kalkamaz.

Ülkeyi yönetenler bu konuyu acilen masaya yatırıp gerekli tedbirleri almalı.

Zira bu devletin en önemli “beka sorunu” budur…!