AK Parti’de “temayül yoklaması” bitti ama yankıları uzunca bir süre daha devam edeceğe benziyor.

Dün bir bugün iki, herkes “temayül yoklamasından” kendine göre bir sonuca varıp durumdan vaziyet çıkartmaya çalışıyor.

Oysa “temayül” adı üstünde yani daha net bir ifadeyle “eğilim, heves, yatkınlık” anlamına geliyor.

Bunu tutup da “aday tespit etme, aday belirleme” türünde bir “seçimmiş” gibi lanse etmenin anlamı yok.

Ancak ne hikmetse “temayül yoklamaları” her defasında yanlış anlaşılıp sanki “aday belirlemeymiş” gibi ifade edilir…

Ben şahsen “temayül yoklamalarının” pek sağlıklı olduğunu düşünmesem de iyi veya kötü bir fikir ortaya koyduğuna inanırım.

Zira o gün parti teşkilatının başında kim varsa ekibiyle birlikte “temayül yoklamasına” istediği gibi yön verebilir.

İşte bunun için de “temayül yoklamalarının” yanında belirleyici diğer bir unsur da yapılan “kamuoyu araştırmalarıdır.”

Zaten partilerin belirli aralıklarla aday adayları üzerinden “kamuoyu araştırması” yapmalarının nedeni de budur.

Yapılan “temayül yoklamasında” en çok oyu alan bir isim şayet “kamuoyu yoklamalarında” yoksa şansı da pek yok demektir…

O yüzden aday adaylarının “temayül yoklamalarını” adeta “aday belirleme” havasına sokması doğru değildir.

Anlayacağınız, AK Parti’nin “temayül sonuçlarının” tersine bir karar vermesi başkalarını bilmem ama beni fazla şaşırtmaz.

Yani “temayül yoklamasında” en fazla oy alan bir ismin aday gösterilmemesi benim için son derece doğaldır…

Her ne kadar muhalefet ve AK Parti karşıtları bu durumdan kendilerine vazife çıkarsalar da, AK Parti  “parti içi demokrasiyi” işleten tek parti görünümündedir.

Gerek CHP gerekse MHP aday adayı sayısındaki azlığa rağmen iki ismin bulunduğu yerlerde bile “temayül yoklamasından” kaçmaktadır.

Her ne kadar zaman, zaman ortaya bir “bisküvi kutusu” konsa da bu anlayış ciddiyetten son derece uzaktır.

Çoğu zaman genel merkezin bile haberi olmadan yapılan göstermelik “temayül yoklamalarında” oy kullanılan “bisküvi kutusu” anında çöpe gitmektedir…

Netice itibariyle kimse “temayül yoklamasının” sonuçlarına bakıp, “altta kaldım diye üzülmesin, üste çıktım diye de sevinmesin.”

Gerek “temayül yoklaması” gerekse belirli aralıklarla yapılan “kamuoyu araştırmaları” genel merkezce değerlendirilecektir.

Elbette “son karar Başbakan’ın” olacak ve ben bütün aday adaylarına “sürprizlere hazır olun” derim…