kendi görüşümüze ve çoğunluğun görüş biçimine aykırı düşen görüşlere sabırla, hem de yan tutmadan katlanma demektir. İzin verme, aldırmama, iyi karşılama anlamlarına da gelir...

Sosyal ilişkilerde bir tarafın, bazen farkında olmadan, kasıtlı olmayarak, bazen de kasıtla diğer tarafa (maddi/manevi) zarar verebilecek bir sahne yaratması durumunda, diğer tarafın bunu görmezden gelerek veya cevabından vazgeçerek ödün vermek tahammülünü (erdem) gösterebilmesidir. Tasavvufta Mevlana hoşgörüye örnektir…

Siyâset: Belli bir toplumda çatışma halinde olan çıkarların uzlaştırılması faaliyetidir. Bu uzlaştırma faaliyeti ise yönetim erkinin elde bulunması ile gerçekleşir...

Siyâset tarihine bakıldığında insanın ortaya çıkışı ile birlikte siyaset; yönetim sanatı da sahnede yerini almış ve binlerce yıl yöneten ve yönetilen arasındaki ilişkilerin düzenlenmesi ile yönetsel gücün elde tutulması davranışlarına yön vermiştir...

Tüm medeni toplumlarda Antik Çağ'dan beri toplum yönetimi üzerine çalışma yapan düşünürler hep kendi çağlarının bir ütopyasının (mükemmel veya sadece daha iyi bir toplum yaratmak için verilen çabaları tanımlamak için kullanılan bir terim ) mücadelesini vermişlerdir...

Hizmet; ekonomide fiziksel özelliğe sahip malın tersine, elle tutulamayan ve saklanması mümkün olmayan, insan ihtiyaçlarının giderilmesine yönelik olarak üretilen veya organize edilen, turizm, haberleşme, danışmanlık gibi faaliyetlerdir. Üretilen çıktının mülkiyetinin olmaması hizmeti üründen ayrılan temel özelliktir...

Kaynakların, yetkinliklerin ve mevcut tecrübenin belli bir oranda kullanılması ve yönetilmesi yoluyla tüketicilere çeşitli yararlar sağlayan hizmet sağlayıcılar, hammadde ve yarı mamul stoklama, taşıma, ürünün korunması gibi imalat sektörüne özgü gereklilik ve kısıtlamalara da tabi değildir. Diğer yandan bu kolaylıklar rakipler için de geçerlidir ve şirketlerin uzmanlıklarına olan yatırımları istikrarlı bir pazarlama desteğine ve gelişime ihtiyaç duyar.

Bir ekonomideki hizmet sağlayıcıların tümü o ekonomide hizmet sektörünü oluşturur…

Yukarıda (yaptığım araştırmada) dilimin döndüğünce Hoşgörünün, Siyasetin ve Hizmetin temel manada ve felsefi anlamlarda da ne demek olduğunu yazmaya çalıştım…

Maalesef siyaset yapanların birbirlerine hoşgörüleri yok…

Aynı partinin çatısı altında olanlar da dahil buna…

Birbirlerinin altını oymaktan başka bir düşünce de üretmiyorlar…

Genelde bu hoşgörüsüzlük ve alt oyma işleri yerel siyasette daha çok oluyor…

Ya Türkiye için tüm partiler ne yapıyor?

Onlar da aynı şeyi rakibi için yapıyor…

İftira, fitne, fücur, çamur aklına ne gelirse…

Bu ülke hepimizin…

Dolayısıyla her parti ve her vatandaş ülkesinin kalkınması için sorumluluk almalıdır…

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan fuzuli demiyor şu sözleri; “Bir olmalıyız, diri olmalıyız, iri olmalıyız” diye…

Sağlıcakla kalın…