Özellikle “paralel yapı” ile ilgili “bilgisayar” ortamında yapılan görüşmelere dikkat edilecek olursa CHP bu yapı ile adeta “kanka” olmuş durumda.

Gerçi bu bilinen bir şeydi ama her defasında CHP’liler bunu yalanlayıp sözüm ona milleti kandırmaya çalıştı.

Ancak ardı ardına patlayan haberler CHP’nin “paralel yapının” resmen “uydusuna” girdiğini gösteriyor…

Şimdi burada CHP ve “paralel yapı” ile ilgili ulusal gazetelere yansıyan haberlere girmeyeceğim. Büyük ihtimalle Türkiye’de bu haberleri okumayan kalmamıştır.

Ancak şu kadarını söylemek gerekirse, ortaya çıkan bu haberler doğrultusunda CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu artık güvenilirliğini yitirmiştir.

Nitekim bu konuda CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal da kendi “twitter” hesabından rahatsızlığını dile getirdi.

CHP içinde “paralel yapı” ile dirsek teması içinde olanların acilen temizlenmesi gerektiğini söyledi.

Bu da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nuninkar etse bile “paralel yapının” emirlerine göre hareket ettiğinin ispatıdır…

Tabi CHP ile ilgili gazete sütunlarına yansıyan son “bomba” ise işin vahametini iyice ortaya koymaktadır.

Nitekim Star Gazetesi’nin yayınladığı belgelere göre “paralel yapının” elinde 45 CHP’li ile ilgili kaset bulunuyor.

Hepinizin tahmin ettiğiüzere de bu kasetler öyle “manzara” ve “belgesel” içerikli kasetler değil.

Yapılan yazışmalardan anlaşılacağı gibi bu kasetler “+18” içerikli ve “kısa metrajlı” çekimler…!

Elbette “paralel yapının” insanların özel hayatlarına girip bu tür görüntüler çekip sonra da bunu “şantaj” amaçlı kullanması hoş değil.

Bu görüntüye alınan isimler kim olursa olsun, isterse can düşmanınız olsun yapılan işi tasvip etmek mümkün değildir.

Ancak zamanında siz bu tür konulara girip birilerinin canını yakmışsanız gün gelir bu işler ayağınıza dolaşır ve sizi de vurur…

Doğrusunu isterseniz “paralel yapının” elinde bulunduğu “iddia” edilen kasetlerin kamuoyunda çok da fazla konuşulmasını doğru bulmuyorum.

Ancak “paralel yapı” elemanları ile yapılan yazışmaların ve bu yazışmalar sırasında Kılıçdaroğlu hakkında sarf edilen kelimelerin üzerinde durulması gerekir.

Nitekim bu ifadeler öyle yenilir yutulur cinsten değildir. Dolayısıyla Kemal Kılıçdaroğluartık CHP Genel Başkanlık koltuğunda oturamaz. Oturmamalı da.

Hiç vakit kaybetmeden “Kemal Kılçdaroğlu istifa etmeli.”Aksi halde CHP parti olarak bu “iddiaların” altında kalır…